İlk bilimci, MÖ 6. yüzyılda İyonya kıyısında bir şehir olan Miletos’ta yaşamış olan Thales’ti. Ne var ki, bilim sözcüğü, bugün kullandığımız anlamıyla ilk kez 19. yüzyılda kullanılan modern bir sözcüktür ve Antik Yunanlar bu sözcüğü bilmezlerdi; bilim ile diğer bilgi alanları arasında bir sınır tanımazlardı ve aslında hem bilimin hem de
Sayfa 448 - SAYKitabı okudu
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin. _Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur. _Sağlıksız bir zihinle ne
Reklam
Dicle - Fırat nehirlerinin oluşturduğu taşkın havzaları, sıklıkla, bereketli hilal olarak anılır ve dünyadaki en eski kentsel kültürlerden bazılarının beşiğidir. Bunların ilki olan Obeyd ya da Ubeyt kültürü günümüzden önce 7000 yılında ortaya çıktı. Ne var ki, bereketli Hilal, Asya sisteminin hemen batısında uzanır ve Muson koşullarının
Sayfa 126 - SAYKitabı okudu
Ne zaman birlik olacağız , bi bilinmezlik...
Araplar arasındaki bölünme, Filistin'i hem içeriden hem de dışarıdan zayıflatıyordu.
Önsöz
Kleopatra'nın içinde bir bölünme, bir ikilik yoktur. Antonius gibi iki tanrıya birden, hem askerlik onuruna hem de aşka değil, bir tek tanrıya, yalnız aşka tapar Kleopatra. İki dünyanın değil, bir tek dünyanın, Mısır'ın insanıdır. Oysa yalnız Roma İmparatorluğuna hizmet etmesi gereken Antonius, tam anlamı ile Mısır'ı temsil eden Kleopatra'nın büyüsüne kapılır, bu iki dünya arasında bocalayıp durur, ne aşkından vazgeçebilir, ne de askerliğinden. Bir eleştiricinin dediği gibi, bir ayağını Mısır'a, bir ayağını Roma'ya dayayarak dev bir heykel misali dimdik yükselmek isterken, yıkılıp gider.
İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
Reklam
BİLANÇO TABLOSU BİR MUHASEBE
Görüşlerimi toparlamaya hazırlanırken, bu bölümde birkaç noktaya temas etmek istiyorum. Öncelikle, İngilizlerin Hindistan'da yaptıkları her şeyi kötülemek gibi bir niyetim olmadığını söyleyeyim. İnsanoğlunun yaptığı her işte olduğu gibi sömürgeciliğin de olumlu ve olumsuz tarafları vardı. Hindistan'daki bütün İngiliz yetkililer Clive
Artık Nehru bile öyle veya böyle Pakistan'ın kurulacağının farkındaydı. Müslüman Birliği, Heyet ile ortak bir hükümet içinde çalışmayacaktı. Nehru, yine de kesin bir bölünmeyi engellemek amacıyla Müslüman Birliği'nin önde gelenlerini belli meseleleri müzakere etmeye davet etmişti. Mart başında bu hayal de suya düşmüştü. Ülkenin kuzeyinde
İngilizler savaş sırasında övünülecek bir yönetim sergilememişlerdi. Demokrasiye hazırladıklarını iddia ettikleri bir ülkeyi askeri diktatörlük ile yönetmişlerdi. İnsanlık tarihinin gördüğü en berbat kıtlıklarından biri olan 1943 tarihindeki Bengal kıtlığına sebep olmuşlardı. Bizzat Churchill'in talimatı ile açlıktan ölmek üzere olan
Aralık 1941'de, Churchill'in itirazına rağmen Savaş Hükümeti, hapisteki bütün milletvekillerinin serbest bırakılması emrini vermişti. Nehru, beyhude yere, İngilizlerin kendisine, Hindistan'ı Müttefik Devlet yanında yer almasını sağlaması için fırsat vermesini bekliyordu. Fakat, daha sonra hürriyet aziz ilan edilmesi tamamen abesle
Reklam
Kimlik farklılıklarının en önemlisi, gerçek ya da uydurma olsun, dini ayrılıklardı. En büyük ayrışma ise Hindular ile Müslümanlar arasındaydı. Böl ve yönet tarzının en önemli aracı dindi. Din üze­rine araştırmalar yürüten Peter Gottschalk'ın çalışmaları, Hindular ile Müslümanlar arasındaki ayrışmanın İngilizlerin kasti bir projesi olduğunu
_Tinin Görüngübilimi, bilincin değişiminin yolculuğunun betimidir. _Her şey kozmik tinin görüngüleridir. Bu gerçekliklerin dışında aşkın bir varoluş bulunmaz. Her şey bu dünyada olup biter ancak bilen özne ile bilinen şey mesela bilinç ve dünya aynı şeydir. Hepimiz her şeyi kapsayan kozmik ruhun parçalarıyızdır. O tekil ve tüm olan tin'dir.
Beden her zaman şimdi-buradadır, oysa zihin asla değildir ve tüm çatışma bundan doğar. Sen şimdi ve burada nefes alıyorsun; ne yarında nefes alabilirsin, ne de dünde. Şu anda nefes almak zorundasın. Ama hem yarını, hem de dünü düşünebilirsin. Demek ki, beden şimdiki zamanda kalırken, zihin geçmişle geleceğin arasında sıçrayıp durur. Beden ve zihin arasında bir bölünme mevcuttur. Bu bölünme endişe, acı ve gerginliğe neden olur; kişi gergindir ve bu gerginlik endişeden kaynaklanır.
Dişinin yumurta hücresi bir insanda bulunması gereken 60.000 civarında biyolojik istidadın yarısını taşıyan bir ünitedir. Meioz dediğimiz bir özel bölünme ile annenin yumurta hücresi bu 60.000 istidadın yarısını gelişigüzel sıralar halinde taşır. İnsanda bulunan 46 kromozom dediğimiz istidat taşıyıcı 23 vagona bunları istif eder. Bu fevkalade
Sayfa 101Kitabı okudu
Resim