Akıllar farklılık arz eder.Herkes dünyayı sahip olduğu akıl tarafıyla görür, maddi şeyler ve renkleride onunla görür. Başka akıl ile hemcins olmayan aklın bakışında bir renk de gördüğü bir başka renk ile uyuşmaz. Dünyayı gerçekte olduğu şekilde görmüyoruz biz; dünyayı, gerçekte olduğumuz şekilde görüyoruz.
İnsanda- ki akıl ile varlıktaki aklî ilkeler arasında izomorfik [hemcins] bir ilişki vardır: İkisi de aynı kaynaktan gelir, aralarında bir tetabuk ilişkisi vardır ve birbir- lerini bütünlerler. Kant'ın veciz ifadesiyle söyleye- cek olursak "başımın üstündeki yıldızlı gök kubbe ile içimdeki ahlak kanunu", aynı ontolojik akliyete
Reklam
Bu dünya ile hemcins değilim.
Hem Fitzgibbons hem de van den Aardweg, hemcins akranlarla yaşanan reddedici deneyimleri bir erkek çocuk için potansi yel olarak daha da önemli olarak görüyor. Fitzgibbons (1999), klinik deneyiminde, "babası ile zayıf duygusal bir ilişkiye" sahip olan bir erkekten daha önemli olanın "şiddetli akran reddinden" kaynaklanan "zayıf maskülen kimlik" olduğunu belirtmektedir. Bu tür bir reddedilme, yaygın olarak, "çocuğun kendisine yönelik algısını, akranlarıyla ilişkilerini, cinsel kimliğini ve beden algısını olumsuz etkileyecek bir "spor yarası" (başka bir deyişle, erkek akranları tarafından kabul edildiğini hissedecek kadar iyi spor yapamama) ile ilişkilidir
EÇ ile ilişkili risk faktörü deneyimlerinden bazıları, gerçekten de bebeklik ve yürümeye başlama döneminde olabilecek kadar yaşamın erken dönemlerinde meydana gelebilir. EÇ duygu ve davranışlarının gelişimi ile ilişkili ortak risk faktörleri şunları içerir: 1) atipik cinsiyet özellikleri: Mizaç, yetenekler, ilgi alanları ve/veya fiziksel görünüm, 2) kişinin içsel (yani kendisiyle) erkeklik veya kadınlık deneyimindeki bozulmalarla ilişkili cinsiyet uyumsuzluğu veya bozulması, 3) yaşça büyük bireyler ve/veya hemcins akranları ile, özellikle ebeveynler, kardeşler ve sınıf arkadaşları ile kişilerarası deneyimdeki bozulmalarla ilişkili hemcins hoşnutsuzluğu, 4) ebeveynler, kardeşler, arkadaşlar ve sınıf arkadaşları dahil olmak üzere karşı cinsin yaşça büyük bireyleri ve/veya akranları ile ilişkili karşı cins ilişkisel yaralar, 5) aynı veya karşı cins bireylerden gelen cinsel istismar, 6) özellikle tekrarlanabilir duyguları telafi etmenin yollarını temsil ediyorsa, doyum alışkanlıkları.
Eğer bir ruh, karşısında kendi ruhunun yansıyacağı bir ayna görürse ve karşısındaki de aynı yansımayı diğerinden alırsa bu aşktır. Bunun bir kadınla bir erkek, hemcins iki insan ya da Tanrı ile kul arasında olması farketmez, hepsi de aşktır. Adı bazen aşk, bazen dostluk, bazen esriklik de olsa aşk bence böyle bir şeydir.
Sayfa 141 - Altın Kitaplar
Reklam
110 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.