O doktorlar..hemşireler..bu insanlar sizi ölüm cezasından değil, ancak bir hastalıktan kurtarırlar. Yine de bir kapıyı açık bırakmak onlar için çok kolaydı! Bunun onlara ne zararı olurdu ki?
O doktorlar, o rahibe hemşireler benimle ilgilenir gibiydiler. Bu yaşta ve bu şekilde ölmek ! Sürekli olarak yatağımın başucunda dolandıklarına göre benimle ilgilendikleri söylenebilirdi. Hadi canım, meraktandır ! Üstelik bu insanlar sizi ölüm cezasından değil, ancak bir hastalıktan kurtarırlar.
“Sus Yapan Hemşire Resmi” vardı bi tane... Duvardaydı... Şurda... Yok orda diil... Nerdeydi be...
Yok işte... Böbreklerini çalıp satmışlardır... Hastane Çeteleri gözünün retinasını sökmüştür... Gitti caanım “sus yapan hemşire”
- Senin de kalbin kötü kaltak! Bi tane de iyi bişey düşün hayatında... “Suss yapan hemşire” bir hasta refakatçisiyle tanışıp, anlaşıp, mutlu bi yuva kurmuş da olabilir... Kocasının durumu iyiyse artık çalışmasını istemiyodur belki... Bi de bööle düşün, azcık pozitif ol...
Bu bunalımlı hava içinde aylar ayları kovaladı: Kasım, Aralık 1922, Ocak 1923. Ve Ocak ayının son günü, hemşirelerden biri elinde bir gazeteyle Fikriye’nin odasına koştu. Bildiği Fransızca birkaç sözcükle,
“Madam,” dedi, “bakın Mustafa Kemal Paşa İzmir’de evlenmiş!”
Fikriye gazeteyi kapıp aldı hemşirenin elinden, gerçekten de gazetenin birinci
Dogum günü hemşireler Günü oldu
Dünyanın her yanındaki hemşirelerin
yaptığı önemli işleri andığımız Dünya
Hemşireler Günü, her yıl Florence’ın doğum
günü olan 12 Mayıs’ta kutlanır.
Güney Afrika’nın Cape Town şehrindeki büyük bir hastanede devamlı olarak gizemli ölümler oluyordu. Her Cuma günü 311 numaralı "Yoğun Bakım Ünitesi"ne yatırılan hastalar, hemşireler tarafından ölü olarak bulunuyordu. Bu durum, hastane yetkililerince bir türlü açıklanamıyordu. Odanın enfeksiyona sebep olabilecek ölçülerde bakteriyolojik unsurlar içerip içermediği ilk akla gelen konu oldu. Önde gelen bilim adamlarının yaptıkları çalışmalar ve hassas ölçüm cihazlarıyla yapılan denetimler, değerlerin normal olduğunu gösteriyordu. Tüm bu araştırmalar ve çabalarla beraber, 311 numaralı odadaki esrarengiz ölümler de ara vermeden devam ediyordu. Devreye giren polisin, ölen hastaların yakınları, iş ve sosyal çevreleri bağlamında yaptığı detaylı incelemeler de herhangi bir sonuç vermemişti.
Gerçeği ortaya çıkarmaya yönelik olarak yapılan tüm çabalara karşın, ölümlerin devam ediyor olması karşısında, 311 numaralı yoğun bakım odasının 24 saat süreyle kameralar eşliğinde gözlenmesi kararlaştırıldı ve ölümlere neden olan durum tüm netliği ile ortaya çıktı.
Temizlikten sorumlu kadın, cuma sabahları odaya giriyor, beraberinde getirdiği elektrik süpürgesinin fişini takmak için, yoğun bakımda olan hastanın solunum cihazının fişini çekiyor, yaklaşık 45 dakika süren temizlikten sonra, tekrar solunum cihazının fişini takarak, görevini yapmış olmanın huzuru içinde odadan ayrılıyordu(Akıl Öyküleri sh112 yazarı Murat Ertan)
içerde görevli hemşireye yaklaşınca amca iğne vurulacaksan diğer odaya geç dedi ben de yok hemşire hanım ben Mahalle camimizin İmam Hatibiyim Yarın hemşireler günü siz yarın çok yoğun olursunuz Ben sizin hemşireler gününüzü kutlamaya geldim bu da benim size hediyem sizin piriniz Florence Nightingale değil Hazreti Fatıma dir dedim kitapla beraber bir de çiçek hediye ettim hemşire hanıma o gün hemşire hanım bütün Sağlık Ocağı personeline bu olayi anlatmış