Öncelikle herkese merhaba.
Kardeşimin tavsiyesi ile okuduğum bu kitap ile karşınıza çıkıyorum. Sağlık camiasında çalışan hemşire arkadaşlarımızın meslekte yaşadıkları anılarından oluşan bu anı kitabını beğendiğimi belirtmek isterim. İşlerinin her zaman zor olduğunu söylerdim ancak bu gerçek yaşam öyküleri bakış açımı çok değiştirdi. Saygım daha da arttı. Her ilacın hastalıklara çare olmadığını, sevginin bazen çoğu ilaçtan etkili olduğunu, birin yüzden büyük olduğunu anlatan bu anı kitabını okumanızı tavsiye ederim. Bütün insani duyguları bir arada göreceğiniz bir eser olduğunu düşünüyorum.
Buradan bu vesile ile sağlık camiasında çalışan tüm arkadaşlarıma minnet duyduğumu, saygı duyduğumu belirtmek isterim...
Selametle...
Dokunduğumuz, bir bilgisayar veya evrak değildir; dokunduğumuz, insandır. Bakım verdiğimiz yani dokunduğumuz her insan bizim bir parçamızdır adeta. Mümkün değil gibi gözükse de bakım verdiğimiz binlerce insan, bizde bir iz bırakır.
Hemşireler arasında yaygın bir söz vardır: " Ne kadar yorulursan yorul, sabah eve gittiğinde başını yastığa rahatça koyabiliyor musun, önemli olan bu."
Yaşadıklarıma ve gözlemlerime, bir hemşire eğitimcisi olarak baktığımda ise üzüntüm daha da arttı. Çünkü bu hemşireler, ülkemizde açılan sayısız hemşirelik okulunda "yetiştirdiğimiz", daha doğrusu "yetiştiremediğimiz" hemşirelerden bir kaçı idi.
Meslekte otuz yılım geçti. Bu kadar uzun bir sürede, hemşirelerin mesleki tutum ve davranışlarında istendik yönde pek bir şey değişmemişti. Ne yazık ki hemşireliği sadece hekimin yazdığı tedaviyi uygulamak, hasta yatış dosyalarını doldurmak, tıbbi sekreterlik yapmak doktorun yazması gereken reçeteleri yazmak olarak gören, yaptığı işlemlerle ilgili hasta ve yakınlarına hiçbir açıklama yapma gereği duymayan, mahremiyete saygı göstermeyen, ilaçların etkisini ve yan etkisi takip etmeyen, hasta tedavisi dışında başka hiçbir ihtiyacını karşılama sorumluluğu hissetmeyen, gözlem, takip ve tüm sorumluluğu refakatçilere bırakan hemşireler yetiştirmişiz biz.
Kütüphanede bir kitap ararken tesadüfen karşıma çıktı, hemşirelerin dünyası nasılmış bakalım diye düşünerek aldım. Farklı yıllardan farklı hemşirelerden anıların derlendiği değerli bir kitap olduğunu anlamam uzun sürmedi . Ara sıra gülümsetti, çoğu zaman içime dokundu. Hayat çok değerli ve bunun için uğraşan idealist, bilinçli, hisli sağlık çalışanları olduğunu görmek çok güzel. Hemşirelerin ve hemşire adaylarının okuması umuduyla...
Almanya’da savaş sonrası yıkım edebiyatının en önemli temsilcilerinden Wolfgang Borchert’in, savaşa ve faşizan baskılara karşı kaleme aldığı şiirsel manifestodur Hayır De!
Şiirleri, öyküleri ve tiyatro oyunlarıyla Nazizme başkaldıran Borchert’in bu uzun ve son derece etkileyici şiiri, toplumun farklı kesimlerinin, savaş ve faşizm koşullarında,
Biz hemşireler, insanların hayatlarında ve hasta oldukları dönemlerde hep var olduk. Hep var olacağız...
İşte yıllar sonra bile hatırlanmak, duyguların en güzeli... Mesleğimiz ve insan hayatı için anılacak izler bırakabilmek dileklerimle...
Kalbi cam olmuşlar, arar bulur kendilerini kıracak taşı.Kalbi taş olmuşlar, arar bulur kıracakları camı. Sen ne cam ol ne taş.
°
Herkese selamlar kitapsever dostlarım . Öykü kitaplarına çok alıştım bu kitabı da merak ediyordum. Güzel değişik bir öykü kitabı ile geldim.
°
... Zeynep Uzunbay - Kamçılanma Mesafesi ...
°
Zeynep Uzunbay İlkokulu,