"Genç sanatçı, ancak yıllar süren bir hazırlık sürecinden sonra renklere dokunmalıdır. Renk derken kastettiğim, betimlemek için kullanılanlar değil, kişisel ifadenin taşıyıcısı olanlar."
-Henri Matisse
"Bir desen, bir desen daha, tıpkı abeceye eklenen yeni bir harf gibi ..."
Ressamın abecesi, bir anlamda sonsuz değil mi?
Sanmıyorum.
Çünkü eklenen "harf" (burda, çizgi) bir deseni oluşturuyor, değişik bir çizimi (yazımı) olan deseni: "Sözcük olarak karşılığı olmayan davranış biçimlerinden biri"dir bu. Ne A dır, ne Z. Resmin abecesine aittir ve resmin Henri Matisse abecesine. Davranış biçimi ... yoksa "kafa tutuş biçimi" mi demeliydim?
Sayfa 50 - Aragon / Matisse | anlayamazsınız çünkü sizin posterleriniz yok. Çok uzak hissetmeye başladım.
“Belki de insanların sevdikleri şeyi yapabilme riskini göze alabilmek için gerçekten acı çekmeleri gerekiyordur,” dedi Peter.
Bunların hepsini Misty’ye sen söyledin.
Michelangelo’nun kendisini derisi yüzülmüş bir şehit olarak resmeden bir manik depresif olduğunu söyledin. Henri Matisse apandisiti yüzünden avukatlığı bırakmıştı. Robert Schumann beste yapmaya ancak sağ eline inme indikten sonra, konser piyanistliği kariyerine son verince başlamıştı.
Bunu söylerken cebini karıştırıyordun. Cebinde bir şey arıyordun.
Nietzsche’den ve üçüncü safhadaki frengi hastalığından söz ettin. Mozart ve üremi hastalığından. Paul Klee ve deri sertleşmesi yüzünden eklem ve kaslarının büzülmesinden. Frida Kahlo ve bacaklarının kanayan yaralarla kaplanmasına yol açan spina bifida’dan Lord Byron ve yumru ayaklarından. Bronte kardeşler ve tüberkülozlarından. Mark Rothko ve intiharından. Flannery O’Connor ve deri vereminden. İlham; hastalık, yara ve delilik ister.
“Thomas Mann’a göre,” dedi Peter, “büyük sanatçılar aslında hastalıklı kişilerdir.”