Yanlış Anlasınlar Diye Yanlış Sözler Söyledim
ben de anlamadım her gece kurşuna dizdiğim hayatımı nasıl ve nerede kaybettiğimi can sıkmasından ve kahretmesinden daha beter olanın anlamsızlık olduğunu haykırdığımda duyan da bağıran da bendim yani yaşamak yavaş yavaş kayıp giderken ellerimizden başlarken ve sona ererken yaptığım bütün cazip hataları kafası hiç karışmayan zebellah zihinli
Sayfa 15
+1
Onun ( Muhammed'in) yaratıcı yetenekleri veya beynine düşen olayları çarpıştırıp ders alma gücü, sıradan Mekke-Medine kentlilerinden farklıydı. Halk pratik ihtiyaçlarına göre Allah’ını seçer ve yönelirdi. Muhammed pratik ihtiyaçlarını karşılamasa da onları aşabilecek güce sahipti. Pratik ihtiyaçlar karşısında sızıldanarak erimektense, dünya
Reklam
Modern zamanlardaki mutluluk anlayışını erdemlerden koparması, sadece “ânı yaşa!" hususunda değil; sahip olmanın, açgözlülük ve tamahkârlığın sonucunda insanın mutlu olabileceği fikrini yaymasında da kendisini gösteriyor. Modernlikle birlikte mutluluk, bencil ve yalnız insanların anlık keyif almalarına dönüştü. Uzun yaşamak, genç ve fit kalmak, başarmak ve sahip olmak mutluluğun olmazsa olmazları haline geldi. Yetmeyince tehlikeli sporlarda, fanatizmde, adrenalinde, alkol ve maddede arandı mutluluk. “Enayi" diye geleneksel zamanlarda, bencil, kendini beğenmiş kimselere deniyordu.116 Şimdi bencil olmayanları, fırsatçılık yapmayanları böyle çağırıyoruz. Modern zamanlarda kanaatkârlık, sağlıklı çalışkanlık, insanlara faydalı olma ve hizmet etme anlayışı değil de dizginsiz bireysel hırs destekleniyor. İstekleri konusunda “agresif" olan insanlara övgüler yağdırılıyor. Özellikle henüz kuralları, kurumları tam yerleşmemiş toplumlarda, kolayca risk almaları nedeniyle bu tip insanlar daha çok öne çıkıyor, mevki-makam, para ve güç sahibi oluyorlar. Dışarıdan bakıldığında, sanki dünya hayatında her zaman kazananlar, başarılı olanlar, haset sahipleriymiş, tamahın ne kadar çoksa başarıya o kadar yakınmışsın gibi görünüyor. Bununla da kalmıyor, açgözlü ve tamahkârların isteklerine ulaştıkça daha mutlu oldukları düşünülüyor. Oysa bu da mümkün değil, erdemlerden kopuk bir mutluluk yaşantısı olamaz.
Ama o zamanlar çok gençtim. Gerçi gençliğime rağmen başıma çok şey gelmişti. Bir sürü acı yaşamıştım, epeyce ateş görmüştüm. Ama henüz hamdım, pişmemiştim, tam anlamıyla yanmamıştım.
Batıdaki çalışmalarla bizim düşüncelerimiz arasındaki fark nedir, biliyor musunuz? Batılılar, verinin peşine düşüyor, ızini sürüyor, bilgi topluyorlar. Bu arada yoruluyor, terliyor, zorluklarla cedelleşiyorlar. Ardından bu bilgileri (içinde yanlış ve çarpıtma olabilse dahi) bir kurama dönüştürüyorlar. Ve bir iddia sahibi oluyorlar. Biz hep o
Henüz çok gencim, sizi de pek fazla sevdim. Size bunu söylememeliydim, biliyorum, sadece gitmem daha yakışıklı bir hareket olurdu; sizi de bu kadar küçültmezdi. Ama nasıl olsa uzağa gidiyorum, bir daha buralara gelecek değilim. Temelli gidiyorum artık... Boyuna acı çekmek istemiyorum. Konuşmayı pek beceremem, zaten söyleyeceğimi söyledim.
Sayfa 253Kitabı okudu
Reklam
590 öğeden 201 ile 210 arasındakiler gösteriliyor.