Acıyla tüten meşalelerim ışıldıyor, şafak sökmeye yakın;
Doğacak yine, şafaklar ardından güneş, ey! Koparılacağız ansızın...
Hüzün mırıldanıyor dudaklarımızda, ayrılıklar engeldir zihinlerimize;
Koca geçitler engel oluyor bedenimize, yok bir destek; bırakılmışız ortada.
Yalpalasa ve aksasa da kıvranan tenimiz, bilirim; yoktur, zafersiz kaçınmak!
Dillerden ses geliyor, hep bir ağızdan; herkesin bildiği...
Öfken demleniyor akıncı, beklediğin ‘kutlu zaman’ küf tenli yükünden,
Ayrılır kurtuluşu gördüğün zaman...
Göğsümde tatlı bir sızı, saplanıyor oklar gövdeme, bu sefer farklı bir tat;
Hayatımda görmediğim, rengarenk bir şatafat... anlatırken, kelimeler eksik...