"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
- Böyle bir şaheser hakkında ne inceleme ne de yorumda bulunmak haddime bile değil ama içimden geçenleri belirtmek istedim..
Nihat: "Ne istediğini bilsen canın sıkılmaz!" dedi.
Ömer, yalvarır gibi cevap verdi: "Bana istenecek bir şey söyle, uğruna can verilecek bir şey söyle, hemen dört elle sarılayım..."
Nihat güldü:
Bir nükleer savaş tehdidi yaşayan İngiltere, çocuklarını güvene almak için onları bir uçağa yerleştirerek ülkeden uzaklaştırmak isterler. Fakat uçak bilinmeyen bir sebep ile ıssız bir adaya düşer. Kazada uçakta kalan bütün yetişkinler hayatını kaybeder ve sadece çocuklar hayatta kalır. Çocukların yaş aralığı ise 6-12 arasındadır.
Çocuklar adaya
“Sevişirken iç içe geçen, solukları karışan, birbirine en yakın hale gelen insanların, sonradan bu kadar yabancılaşmasına, hatta can yakmaya çalışmasına hep hayret etmişimdir. Önce en büyük haz, sonra en büyük can yakma, ne tuhaf.”
Bazı yazarların yazdıklarında yüreğe dokunan bir yan vardır. İşte Tezer Özlü de o yüreğe dokunan yazarlardan. Bu sebeptendir ki, kendisine edebiyatımızın “gamlı prenses”i denmektedir. Bana göre gamlı prenses tabirini sonuna kadar hak ediyor.
Çok değerli bir yazar. Yazar olmanın da ötesinde, çok değerli bir kadın. Sapına kadar, kadın. Sapına
Karamazovlar’ı Dostoyevski’nin zirvesine hatta cahilliğimden cüret alarak edebiyat tarihinin zirvesine koyarak başlamak istiyorum. Bu noktada Suç ve Ceza’yı öne atarak itiraz edenler olacaktır ki bana kalırsa bu iddiada bulunanlar henüz Karamazovlar’ı okumayanlardır. Ecinniler de Raskolnikov karakterini şöyle böyle içinde barındırdığından Suç ve
YouTube kitap kanalımda psikoloji kitaplarına nereden başlayabileceğinizi anlattım: ytbe.one/d2xQVSEUsUU
Bu incelemeyi sizin yorumlarınız yazdı. Nasıl mı?
Kitabın yazarı Frankl'a göre her insanın anlam arayışı kendisine özgüdür. Buradaki okurlara şu soruları sordum: Kendi anlamınızı nerede arıyorsunuz? Gelecek için bilinçli çocuklar
Seslenince ölüm en tiz çığlığıyla sessiz bir gecede
Ne kıymeti kalır sözde aşklarla donanmış hatırların
Kör talihle budanmış yaşamın
Hey KADIN
Ölüyorsun,
Bıçaklanıyorsun, yerlerde sürünüyorsun
Aşk bildiğin kesiyor çoğu zaman nefesini kendi eliyle
Sonra çıkıyor rahat aldığı nefesiyle cümle alem içine
Yine de susuyorsun, yine de akıllanmıyorsun
Hey ADEM
Bıçaklıyorsun, yerlerde sürüyorsun
Sırat, mahşer bilmiyorsun
Dün kestiğin nefes, bugün solumana sebep olanın aslında, önemsemiyorsun
Bir gün senin de başına geliyor, el sürüyor bir can'i ahbabının namusuna, kıyıyor oracıkta körpecik canına
O zaman namusunun farkına varıyorsun
Sonra ne zamanlara kaldık diye etrafta dolaşıyorsun
Sana bahşedilen o nefes var ya, sana farz herkese borç bildiğin o nefes; bir gün kesilecek, sanmıyorsun, görmüyorsun, bilmiyorsun.
Zaten sen her şeyi sonradan anlıyorsun, hep sonradan üzülüyorsun, sonradan pişman oluyorsun (!)
HEYHAT tüketiyorsun, tükeniyorsun.
Biraz edep yahu, biraz vicdan!!!
Evveliyetle söylenmelidir ki Huzur’u okumak iç nizamın düzenli işleyen çarklarına pas bulaştırmaya atılan ilk adımdır. Eğer öncesinden, benim gibi, iç nizamınız paslanmaya başlamışsa bu oluşumun daha hızlı gerçekleşeceğine inanılmalıdır. 1 günlük anlatı zamanının arasına sıkıştırılan 1 yıllık anlatılan zamanın; büyük bir aşkın gölgesinde koca bir
YouTube kitap kanalımda Tezer Özlü'nün hayatı, bütün kitapları ve okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz :
ytbe.one/4rhsgjdY_SQ
Bir insanın anıları kaç puan eder? Anılar puanlanabilir mi? Tezer Özlü bir insanın tozlanmış anılarını dışarıya çıkmaya nasıl ikna edebilir?
Keşke böyle bir kitap yazmasaydın Tezer. Anılar ne güzel
'sevgi' konusu hep tartışılan, derin, anlaşılmaz ve kişiden kişiye değişiyor derim... Peki 'sevgi' tam olarak nedir/neydi?
Kitap adında 'sevme' var yani 'sevmek eylemi' görüldüğü gibi; sevme, sevilme elbette 'sevgi' den geliyor. Yazarımız üç önemli unsur üzerinde duracaktır; sevme, sevilme, sevgi.. Peki 'sevgi' seven için mi geçerli yoksa sevilen
KARAKTER REHBERİ:
• Santiago Nasar: Cinayete kurban giden kişi
• İbrahim Nasar: Santiago Nasar’ın babası
• Angela Vicario: “Namusu kirlenen” kız
• Pablo Vicario ve Pedro Vicario: Cinayeti işleyen ikizler
• Pura Vicario: İkizlerin ve Angela’nın annesi
• Cristo Bedoya: Cerrah
• Flora Miguel: Santiago Nasar’ın nişanlısı
• Placida Linero: Santiago
İlkokul 2. sınıfa giderken henüz yeni yeni Türkçe'yi sökmeye başlamış birkaç kelimeyi de yarım ve malak söyleyebiliyordum. Bir öğretmenimiz vardı adı İsa Küçük'tü büyüyünce öğrendim ki düşüncesine ülkücü deniyormuş. Bir gün sırada andımızı okurken sözlerini hatırlayamadığım için bana hakaret etmişti. O gün son ders zili çalana kadar
Eser güzel, hakkını yiyemem lâkin ahlaki bir kaç sorunu var: Biz insanlar ahlakımızla varız ve ahlakımız kadar insanız. İşte bu cihetten bir eser kaleme alınacaksa eğer muharririn en ufak bir ahlâk açığı vermemesi gerektiğini nazarımda elzem addederim. Çünkü biz okuyucular okuduklarımızdan etkileniyor ve kalbimize alıyoruz. Ve belki de en kötüsü