Hepimiz aynı televizyon programlarıyla büyüdük.
Sanki hepimize aynı suni hafıza taklımış...
Hepimizin belli başlı hedefleri aynı.
Hepimizin korkuları aynı. Gelecek parlak değil...
Çok yakında aynı anda aynı şeyleri düşünmeye başlayacağız
"Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı, hem aptallık, hem inanç devriydi, hem de kuşku, Aydınlık mevsimiydi, Karanlık mevsimiydi, hem umut baharı, hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı, hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana - sözün kısası, şimdikine öylesine yakın bir dönemdi ki, kimi yaygaracı otoriteler bu dönemin, iyi ya da kötü fark etmez, sadece 'daha' sözcüğü kullanılarak diğerleriyle karşılaştırılabileceğini iddia ederdi." başlangıcıyla zamanın dününe de bugününe de uygun düşen sözleri söyler Dickens yaklaşık iki yüz yıl zaman kadar öncesinden...
şaştım, senin hançerin bu kadar mıydı
varmadı yüreğime
için suçlu bir deniz gibi
dokunma yüreğime
tabansızım, aklım başımda, ellerim
uyanık bir atmaca gülüşünde
ellerin boyalı da olsa kentten de gelsen
dağdan değilsin
dokunma yüreğime
şu ölenler kimdi, şu şarkı nerden sana
dokunma yüreğime
sondur bu akşamlar, geceler diriltir beni
bir kuşun sesinde
sen nerdesin hepimiz nerdeyiz
güneş oyalıyor ikindiyi
bir kuş sesinde
kuşla mukayyet değiliz
Turgut Uyar
Bu halimizle hepimiz acınmaya layıkız; ama kendi kendimize acımalıyız. Başkasına merhamet etmek, ondan daha kuvvetli olduğunu zannetmektir ki, ne kendimizi bu kadar büyük, ne de başkasını bu kadar zavallı görmeye hakkımız yoktur.