İlim asıldır ki, ondan hâl doğar. Hâlden de amel doğmaktadır.
Şükrün ilmi, verilen nimeti, nimet sahibinden, yani Allahu Teâlâ’dan bilmektir. Hâl ise, o nimetle sevinmektir. Amel de, nimeti, nimet sahibi Allahu Teâlâ’nın dilediği şeylerde kullanmaktadır.
Bu amelin, hem gönülle, hem de dil ile ilgisi vardır.
Hem de tenle ilgilidir. Bütün bu saydıklarımızın hepsi bilinmedikçe şükrün hakikati bilinemez.