Bütün dünya ölüme doğru sürükleniyor; her şey ölüyor. Tüm ilerlemelerimiz, kendimizi beğenmişliğimiz, reformlarımız, lüksümüz, refahımız, bilgimiz aynı akıbete uğrayacak - ölüm. Bu kesin. Şehirler kurulur ve dağılır, imparatorluklar yükselir ve düşer, gezegenler parçalara ayrılıp dağılır ve toza dönüşür, başka gezegenlerin atmosferine karışır. Ezelden beri bu hep böyle oluyor. Ölüm her şeyin sonudur. Ölüm hayatın, güzelliğin, refahın, gücün ve erdemin de sonudur. Ermişler de ölüyor günahkarlar da, krallar da ölüyor dilenciler de. Hepsi ölecekler ama yine de herkes hayata sıkı sıkı tutunuyor. Nedenini bilmiyoruz ama hayata tutunuyoruz; bundan vazgeçemiyoruz.
2.Cilt
Bir erkek dibe vurduğunda aynı zamanda her şeyini kaybetmiş demektir. O zaman etrafındaki savunmasız insanların vay haline! İş, ücret, ekmek, ateş, cesaret, iyi niyet, hepsi aynı anda ortadan kaybolur. Dışarıda hava kararırken, içerde ahlakın ışığı söner; erkek bu karanlıklarda kadının ve çocuğun zaaflarıyla karşılaşıp onları en rezil alçaklıklara doğru sürükler.
Sayfa 20
Reklam
Yaşadığımız stres, zekamızın kısıtlanmasına, ve bilinçli algılarımızda bir azalma olmasına neden olur. Stres altında net düşünemez ve bilinçli kararlar veremeyiz. Doğal olarak da, endişemizin oluşturduğu enerjiden sıyrılıp, olumlu bir rezonans alanı oluşturmakta da oldukça zorlanırız. Hepsi bu kadar da değil. Korku ve stres duyguları ile uykuya daldığımız zaman, bu enerji sadece uykumuzu etkilemekle kalmaz, aynı zamanda hafızamıza da kaydedilir. Beyin üzerinde yapılan incelemeler, hafıza içeriklerinin gece kaydedildiğini ortaya çıkarmıştır. Demek ki herhangi bir yaşantı ile uyku arasındaki zaman aralığı ne kadar az ise, bu yaşantı o kadar kuvvetli kaydedilir. Yani, korku enerjisi gitgide tek gerçeğimiz halini alacaktır. İlk bakışta oldukça masum görünen bu durum, devasa sonuçlar doğurur. Peki, bu kısır döngüden nasıl çıkılır? Cevap oldukça basit; seni olumsuz etkileyen etkenlere dur demelisin! Bir hafta boyunca, haberleri dinlemeden yatıp kendi olumlu enerjini bulmak için zaman ayırmanın sende nasıl bir etki bırakacağını gözlemle. Politikacıların, seçimlerden kısa bir süre önce halkın korkularını alevlendirdikten sonra, en uygun çözümlerin ellerinin altında halihazırda beklediğini ve endişelenmememiz gerektiğini söyledikleri dikkatini çekti mi hiç? Bu bana, dünyanın en dehşet verici manzaralarını yayınladıktan sonra iyi geceler dileyen sunucuyu hatırlatıyor. Belki kendine iyi bir geceyi kendin hediye edersin. Hayatının akışı senin elinde ve ait olduğu tek yer de orası.
On dört gündür artan bir uykusuzluk çekiyorum. Genelde bunu kötüye yormam. Zaman zaman böyle olur. Ayrıca da gerçek sebebinden daha fazla ek nedenleriyle açıklanır (çok komik ama Baedeker'e göre Meran'ın havası bile buna sebep olabilirmiş). Ve bu sebepler pek anlaşılmasa bile hepsi seni bir kütük kadar hissiz ve aynı zamanda bir orman hayvanı kadar vahşi yapabilir.
Seninle birlikte dünyayı dolaşırken simyayı öğrendim. Rüzgârlar, çöller, okyanuslar, yıldızlar var bende, evrende yaratılmış ne varsa hepsi bende var. Hepimizi aynı El yaptı ve hepimiz aynı Ruh'a sahibiz. Senin gibi olmak istiyorum, her şeye nüfuz etmek, denizleri aşmak, hazinemi örten kumları kaldırmak
Gözlerim yaşarıyor, neden bu kadar nankörüm ben, fakat eve döner dönmez hepsi geçiyor, yine ağzımı bıçak açmıyor. Hiç kıpırdamasınlar, öylece, dümdüz otursunlar, konuşmasınlar, konuşmayı bilmiyorlar, ne yapmaları, ne söylemeleri gerektiğini ben onlara fısıldarım, bildiğim her şeyi onlara öğretirim, cebir, tarih, İngilizce, ben ne kadar biliyorsam onlar da o kadar bilirler, beraber sohbet edebiliriz, tiyatroya, konsere gidebiliriz... Benim ebeveynlerim, yüzleri, görüntüleri aynı ama dönüşüm geçirmişler… Yaşamlarından, hallerinden, tavırlarından, zevklerinden nefret etmeden, onları tamamen sevebilmek… Hayaller kuruyor, zihnimde onlara biçim veriyordum ve sonra yere inip onları oldukları gibi kabullenmek zorunda kalıyordum. İnsanın anne babasını sevememesi, bunun neden olduğunu bilmemesi dayanılır gibi değil.
Reklam
GAYB MESELESİ
Gaybı Allah bilir ama Nur Risaleleri'nden yaptığımız bu alıntılardan, evliyanın gaybı bildiği sonucu çıkmaktadır.(Hâşâ) Nitekim bu kanaat Nur Risaleleri'nde açık olarak belirtilmiştir: Madem Hz. Ali (R.A.) "ene medînetu'l-'ilmi ve 'aliyyun babuha" hadisine mazhardır. Hem madem Şah-ı Velayet ünvanını alarak
Sayfa 216 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
"Herr-Wolfan söylediklerinin hepsi doğru. Bir tek Sergio değil, üniversitedeki hatırılı sayılır sayıdaki öğrenci de aynı fikirde. Onlar Doğu Almanya'da sosyalizm olmadığını düşünüyorlar. Bu, proletaryanın değil, Sovyetlerin deneyimlerini, ülkenin koşullarını göz önüne almadan,kelimesi kelimesine izlemeye çalışan bir grup komünistin diktatörlüğü. İyi komünistleri Hitler ortadan kaldırmış.
Vicdan ve korkaklık aslında aynı şeylerdir, Basil. Vicdan ticarethanenin markasıdır. Hepsi bu.
Hayat burada çok hızlı akıyordu. İnsanların adımları ve cümleleri hayatın hızlı temposuna eşlik ediyordu. ... Sürekli bir yere yetişme telaşı içindeki karıncaları andırıyordu. Dev kentin hızlı akışı ve ağırlığı altında her an ezilme tehlikesiyle yaşayan, kentin sunduklarından kendi payına düşen ne varsa aceleyle kapıp götürmeye çalışan, iş güç arasında yolda durup iki çift laf edecek vakti olmayan, uzaktan bakınca hepsi birbirinin aynı görünen karıncalar...
Reklam
İbrahim ve İshak’ ın açılımı? İbrahim o gece rüyasında İshak’ ı boğazladığını görür. Ertesi gün yüreğinde hüzünle uyanır. Rüyasını, “Rabb”inin ondan en sevdiği varlığını (oğlunu) kurban etmesini istediği” şeklinde yorumlar. Ve bunu İshak’ a anlatır… İshak yaşından çok daha olgun bir çocuktur. Babasının yüreğinin yandığını bilir. Onun arada
Aslında Hepsi Aynı Kökten
§ İngilizce de de wise ve wisdom (bilgelik) gibi tanıdık sözcüklerle karşılaşıyoruz. Almancada ise wissen sözcüğü var. Norveçcedeki viten' i zaten biliyorsun . Yani "viten'" sözcüğü Hintçe "vidya", Yunancada "idea" ve Latince "video" ile aynı kökten geliyor... §
Sayfa 171 - Pan YayınlarıKitabı okuyor
"Sen şimdi bunu biliyorsun ve Kumru'nun o kadınla aynı eve gitmesine engel olmak istediğimde beni tuttun, öyle mi abi?" diye sordu Uraz burnundan soluyarak. "Tuttum tabi. Oğlum bunu kızın babası da biliyor, teyzesi de biliyor, hepsi biliyor. Kızın kendisi de öğrenecek, belki de ögrendi bile! Bak anlasana şunu, sen ben biz kimiz ki? Bizim bu hikayedeki yerimiz ne?" diye sordu Araz sigarasını küllüğe bastırırken. "Kumru benim..'' dedi ve durdu Uraz. "Senin ne?" "Benim... değer verdiğim...bir arkadaşım." deyiverdi sadece. Araz pencereyi kapattı ve Uraz'ın yanına oturdu. "Ne kadar değer verdiğin?" diye sordu sessiz bir sesle. "Neyi merak ediyorsun abi? Açık açık sor." Araz sinirle gülümsedi, Uraz'ın bu agresif halleri ona kendi gençliğini hatırlatıyordu. Onda kendini görüyordu. "Bak bir yıldır her gün hastanedeydin. Bana hiçbir zaman açık açık Kumru'nun sendeki yerini anlatmadın. Bu kız senin için ne? Siz bu kızla birbirinizi ne kadar tanıdınız? Olsa olsa iki hafta, hadi bilemedin üç hafta desen birbirinizi ne kadar tanımış olabilirsiniz ki?"
Bu anlamda bir Müslüman dünyası yok. Böyle bir dünya tarih ve coğrafya olarak objektif (normal) şartları ile bizatihi oluşsa da, bu asırda Müslüman insan tipi mevcut değil, oluşmamış. İslâm ortak pazarını kurarız dediğinizde gülünç olursunuz. Çünkü öyle bir ortak pazar yok. Şartları oluşmamış; şartları oluşmadığı gibi bugün aslında Müslüman denen
Resim