Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimizin Namazı
"Nebiler Sultanı'nın güzel vasıflarını, hiç durmadan devamlı olarak şerh etsem, yüzlerce kıyamet geçer de yine bitmez." Mevlâna Kuddise Sirrûh Sevgili Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem hiç günahı olmadığı halde, gündüzleri; devlet, millet ve din işlerini yürütüyor, geceleri mübarek ayakları şişinceye kadar namaz kılmakla
_Nevroz, farklı nevrotik eğilimlerin catışması sonucunda ortaya cıkar. Nevrotik eğilimler birbirlerini pekiştirip guclendirmekle kalmayıp, yeni catışmalar da yaratırlar. Nevroz, küçük evrenlerden oluşan bir büyük evren’dir. _Her nevrotik belirti, altta yatan bir catışmayı gösterir. Çatışma belirtileri: Tutarsızlık, yorgunluk ve hırsızlıktır.
Reklam
160 syf.
8/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
Bütün Dindarlar Samimiyetsiz mi Sayın Tanpınar?
Tanpınar'ın Huzur'la beraber en iyi eserlerinden diyebilirim. Bu adam neden Beş Şehir'le ve Saatleri Ayarlama Enstitüsü ile tanınmış anlamıyorum. Oysa en iyi iki eseri bunlar değil. Kitap edebi üslup olarak çok başarılı. Karakter tahlilleri derin. Fakat konu bütünlüğü yok. Kitapta bir ana karakter var ama yok. Kitabın konusu ilerleyen bölümlerde giderek ilk başta ana karakter gibi görünen Behçet Bey'den uzaklaşıyor. Bir diğer eleştirim de bu kitapta Tanpınar, çarpık din görüşünü çok fazla içeriğe bulaştırmış. Kitabın ölmeden önceki son eserlerinden biri oluşundan olsa gerek, diğer kitaplarına nazaran daha bir pervasızca din ve dindarlar aleyhinde görüş beyan etmiş. Mesela kitaptaki üç molla da görünüşte dindar olup gerçekte ise dinle pek alakaları yok; hepsi de dini kullanıyor. Birisi kadın düşkünü, süslü, kibirli, sefahatperver; diğeri para sevdalısı, haset, arkadan iş çeviren, habis ruhlu; en sonuncusu da pis, pasaklı, bezgin, ye's içinde, gazinolarda takılan. Bu mollalardan Mekke kadınlığına atanan birisi oğlu Beyoğlu alemlerine dalmıyor diye kendi kahrediyor, vs. Tanpınar'dan objektif olup en azından kitapta ele aldığı üç molladan birisini samimi dindar olarak göstermesini beklerdim. Aksi halde okuyucunun zihninde bütün dindarlar sahtekar imajı oluşturuyor. Tanpınar'ın bütün dindarları özellikle alim olanları samimiyetsiz göstermesinde devreye kendi dine bakış açısı giriyor sanırım. İnsan hakikatini yanlış bildiği bir şeyi nasıl doğru/objektif resmedebilir ki? Sonuç olarak, edebi olarak güzel bir okuma ve tercih edilebilir. Sadece içerik olarak dikkatli olunması gerek.
Mahur Beste
Mahur BesteAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 20196,3bin okunma
_Sık ve çok gülmek, zeki insanların saygısını ve çocukların sevgisini kazanmak, dürüst eleştirilerin takdirine layık olmak ve yanlış arkadaşların ihanetlerine katlanabilmek, güzelliği takdir edebilmek, başkalarındaki en iyiyi bulabilmek, sağlıklı bir çocuk, bahçelik bir arazi ya da daha iyi duruma getirilmiş bir sosyal durum yoluyla bu dünyayı
Gail Wynand ve Howard Roark arasında geçen kitabın en muhteşem yeri...
"Ne düşünüyordun bu haftalar boyunca sen?" "Beni Stanton'dan kovan Dekan'ın gerisinde yatan ilkeyi." "Ne ilkesi?" "Dünyayı mahvetmekte olan şey. Senin anlattığın şey. Kendini katıksız silme." "Yoktur dedikleri ideal mi?" "Yanılıyorlar. Var aslında. Ama onların sandığı biçimde değil.
Sayfa 682 - Plato YayıneviKitabı okudu
ŞAHİNGDRAY VE TATARLAR Fatih Sultan Mehmed'e el veren, O'nun Bizans'ı merkezleştirerek kurduğu yeni Dmparatorluk binasının sutunîan arasına giren, Moskof'u haraca bağlayan ve tâ Avcı Sultan Mehmed zamanına kadar sadakatle Osmanlılık tfiBrinde çalışan Kınm girayları ve tatarları, ilk fiyaskoyu Viyana bozgununda yerdiler.
Reklam
ŞAHİNGDRAY VE TATARLAR Fatih Sultan Mehmed'e el veren, O'nun Bizans'ı merkezleştirerek kurduğu yeni Dmparatorluk binasının sutunîan arasına giren, Moskof'u haraca bağlayan ve tâ Avcı Sultan Mehmed zamanına kadar sadakatle Osmanlılık tfiBrinde çalışan Kınm girayları ve tatarları, ilk fiyaskoyu Viyana bozgununda yerdiler.
KÜÇÜK - BÜYÜK KAYNARCA Büyük Bozgunun acısını, arkasından gelecek Birinci Abdülhamîd müstesna, Üçüncü Mustafa'dan daha derin duyan hiç kimse yoktur. Bu asil Padişah, Hilâlin, liyakatsiz ellerde, haçı taşıyan eller tarafından gördüğü hakarete dayanamamış ve kahrından eriyip gitmiştir. Birinci Abdülhamîd de aynı şekilde onu takip edecek...
Eşcinselliğini gizlemeyen, hatta bununla her fırsatta övünen Fâzıl’ın aşk maceraları da kitabın devam bölümlerinde ortaya çıkar. Sarayda üç büyük aşk yaşar. İlk aşığının ismini vermektense nedense çekinir. Eşcinselliğini gizlemeyen, hatta bununla her fırsatta övünen Fâzıl’ın aşk maceraları da kitabın devam bölümlerinde ortaya çıkar. Sarayda üç
İnsan habis mi doğardı?.. Yeni doğmuş sabileri düşünüyordum mesela... Sallanan bir beşikte, sersem sepelek seyrederken âlemi, hepsi topu diş çıkarmayı filan beklerdi. Sonra ne zaman çıkarırlardı dünyaya dişlerini? Ne ara bilerlerdi? Ne vakit başlarlardı bile isteye incitmeye diğerlerini? İlk gerçek günahlarını ne zaman işlerlerdi?
Sayfa 15 - hep kitapKitabı okudu
27 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.