ali ihsan sivrikaya

ali ihsan sivrikaya
@hepsibenim
kömürcü
bilenler bilir, ilkokulda hocalar teker teker ayağa kaldırıp öğrencinin kendini tanıtmasını isterler. bir gün yine böyle bir soru silsilesiyle karşı karşıyayken hoca sordu: "baban ne iş yapıyor?" eğdim biraz boynumu, düşündüm bir süre. babam kömürcüydü benim. eve kir, pas içinde gelirdi. gelirken de çikolata falan alırdı yemem için ama
Reklam
Düşersem Yanarım
cok değil, bundan tam 10 yıl önce tanıştım bu parçayla. internet kafeci adama hafıza kartını verip demiştim ki doldur abi ne kadar sago şarkısı varsa. çıktım kafeden. açtım rastgele yuklediklerinden. başladı sago yanık sesiyle düşersem yanarım demeye. o güne kadar pek derin yaşamazdim hayatı. mahalleye çıkayım, iki maç yapıp eve gideyim, ertesi
Hap
evde bıraktığı yaşlı annesinin öksürükleri eşliğinde evden çıktı. gecenin karanlığı zifiri, soğukluğu kuruydu. ama aklını meşgul eden yaşından büyük gayesi ona hiçbir şeyi hissettirmiyordu. tek bir amacı vardı bu kahpe dünyanın kararmış çeperinde; annesini yaşatmak. gerekirse kendi ölümü pahasına ona o ilacı bulup getirmek. dar sokakların

Reader Follow Recommendations

See All
yılbaşı kaktüsü
cerme hanım merhabat. hanımımla videonuzu izleyip biz de kaktüs ağacı süslemeye karar vermiştik dün. apar topar malzemeleri toplayıp giriştik hemen ağaca. eşim fırfırlı bir etek giymişti altına. birçok işi yerde çömerek yaparken tekrar tekrar aşık oldum ona sayenizde. ağacı bitirdik ve şöyle uzaktan nasıl oldu diye bakarken, birden bu anı romatik
Mary
bu bir son veda mektubu mary. bu bir son palyaço çığlığı. burnumdan dökülen kan süzülürken dudaklarımdan, son kez öpmek isterdim seni. belki biraz koklamak boynunu, belki saçlarını koparırcasına avuçlamak. beni sevdiğini söylemeni istedim sadece senden. istersen tokatla yap bunu dedim. ya da istersen keskin bir bıçakla. yeter ki hissettir bana
Reklam
bedel
pantolonunun altından belli olan külot kenarı gömleğimin üstünde kan lekesi dudaklarının kenarında uçuk yarası sabıkama yazılan katil damgası üzerime yağan anne tükürüğü bana attığın nefret dolu bakış daha da acıtır bir yumruk darbesinden daha da ağlatır bir bebek cenazesinden parmaklıklar arasında bir hayat toprak altında yatan çıplak bir
Hamam
klavyenin başındaki abla ayrı, vokalist ayrı hoş. bir yandan ruhum, bir yandan testest hormonlarım okşanıyor adeta. düşünüyorum en son ne zaman böyle karma bir zevk yaşadım. cevabını bulmam zor olmuyor. bir keresinde gittiğim erotik hamamda bir abla keseliyordu beni. sırtımın ve karnımın cırkını çıkartıyordu beni yatırdığı yerde. bir yandan kirlerimden arınıyor oluşun verdiği huzur, bir yandan cazibeli gürcistan hanımefendisinin attığı şehvetli bakış adeta için için boşaltıyordu beni. ateş saçan gözbebeklerini benden hiç ayırmıyordu. aynı anda da göğsüme kazıdığı kesesiyle ateşi tuzlu tenimden çıkartıyordu. olsun diyordum be. olsun. en azından insanın içine boşalması nasıl bir şeymiş onu öğreniyordum. temizlik bitti. iş geldi çattı hamamın asıl konseptine. abla elini cinsel penisimin üzerinden geçirerek havlumu çıkarmaya yeltendi. dur dedim be abla. dur. aramızda yarım saat boyunca yaşanan şeyler bu kadar basite indirgenebilir mi şu anda? beş saniye daha bakıştıktan sonra dışarıdan gelen ezan sesini duydum. kalkıp peştemal üzerinde namaza durdum. o gün regaip kandiliydi. ve abla şu an annemin yanında nevresim dikiyor. ben de geceleri 31 çekiyorum.
Gece Lambası
bugün saçlarımı son yıkayışım bugün aynaya son bakışım bir tarak alıp elime son defa gıdıklamak istiyorum parmaklarımı belki de kanatmak istiyorum tırnaklarımı yere dökülmüş, geçmişimin kepekli saçakları toplaması bana kalmış bazıları bırakmıyor bile ellerimi dolanmış parmağıma bırakma beni dercesine pazardan aldığım kelebekli tokamı
56 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.