bugün hiçbir şey yapmadım. oturup kuşları izledim sadece. bazen gözlerimi kırptım. bazen nefes aldım. ama gözlerimi onlardan hiç ayırmadım. şairler, kuşların hep güzelliğinden bahsederler. herkes onların özgürlüğünü konuşur. herkes çoğu zaman tek dilek hakkını kuş olmak için kullanır. yeryüzünün hakimi olan insan, çift kanatlı bir canlıya
yorgunum. kökünden bükülmüş bir çiçek gibi. yazarken süslü cümle kurmak, derin benzetme bulmak istemiyorum. dümdüz kusmak istiyorum her şeyi. bir sonraki cümleyi sadece bir kere düşünmek istiyorum. yazdıktan sonra pişman olur muyum, daha iyisini yazabilir miyim umrumda olmasın. bazı insanlar hayatını böyle yaşıyor, görüyorum. onları izlemek çok
ben.. görüp görebileceğiniz en göremeyeceğiniz adam. her sabah evden fatihayla çıkarım. köpek dişimin dudağımda bıraktığı izi ıslatmak için. dün gece iki çocuk bıçakladım. birinin makatı, diğerinin sol serçe parmağı kanadı. baktım öylece suratlarına. hadi dedim, siz de bir şeyler çıkarıp saplasanıza bana. öylece çekip gittiler. eve yürüdüm
kıldan ince bir köprünün ortasındayım. ne tarafa adım atacağımı düşünmekten başka hiçbir şey yapamıyorum. omzumda koca bir yük. bırakacak yerim yok. durduğum yer de çökmek üzere. zamana bırakmıştım kendimi. belki bir nebze yükümü hafifletir diye. o da derman olamadı derdime. bedenimin varlığı bile ağır gelir oldu kendime. artık adım atmaktan başka çarem yok. tek bildiğim; her şeye rağmen yürümek zorunda olduğum.
"İnsan olmak için pek akıllı olmaya gerek yok. Hatta bana öyle geliyor ki, bazen tam tersi oluyor. Gerçekten zeki ve kurnaz bir adamı al örneğin, iyi bir insan çıkması nadirdir."