Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712 Yapı Kredi Yayınları
Her derdimizin üstesinden pozitif düşünme yöntemleriyle mi geleceğiz? Hayatta sorun diye bir şey var. Her şeyin çözümü olmak zorunda değil. Hüznü insanları arasında gülerek kamufle etmekten yorulduk. Her yerde ağlamak istiyoruz, bağıra bağıra haykırmak istiyoruz kederimizi… Ben de artık güçlü olmak zorunda olmayayım! Diye hayıflanırken buluyoruz kendimizi. Peki ya şimdiye kadar duyduğumuz tüm doğru bildiklerimiz yanlışsa? Bırakın teselli etmeyin. Bu kez de yaşayalım acılarımızı, burnumuzun direği sızlasın acıdan, iliklerimize kadar hissedelim yıllığını. Sızlasın bedenimiz. Acının tadını çıkaralım… Bu konuda yazacak çok şey var. Lakin susacak çok daha fazla şey var. Bir acının tesellisini ancak o acıyı hiç yasamamış olanlar verebilir, bu normaldir. Yaşayan bilir ki bazı acıların tesellisi yoktur. Bu yüzden acılara ahkam kesmek haddimiz değildir... Uzun lafın kısası; Haykırılacak çok şey var heybemde, ama hepsini bir “sus” kelimesine sığdırdım… “Ey Allah’ım şayet bu senin planınsa, sana güveniyorum.” Cemil hocamla da taçlandırayım: “Söz kifayetsiz kalacaksa, susmalı insan. Fazladan izahat, lisanen kabahattir." Sözü dahi incitmemeli insan. Seni anlayacak kulak yoksa karşında susmalı. Kelimeler incidir. İncinir.”
Reklam
Kendilerinin olan tek sözcük yok dillerinde, öyle çok konuşuyorlar ki... Bir söz insanın neresinden doğar dersiniz? Dilinden mi, yüreğinden mi, aklından mı? Düşlerinden mi yoksa gerçeğinden mi? Ve kaç kapıdan geçip yerini bulur bir başka insanda? Yerini bulur mu gerçekten? Sözü yasaklamalı Ömür hanım yasaklamalı... Kimsenin kimseyi anlamadığı bir
Gül Kokusu Dr. Münir Derman - Sabri Tandoğan 2014 yılında umre için bulunduğum Medine'de sevgili peygamberimizin razvası civarında dolanırken tuhaf hallere kapılmıştım nedense. Hani olur ya bazen, kontrol sizde değildir. İçinizden gelen ses yönetir sizi. İşte öyle bir halde; Bir süre önce sitesine yazarak sadece umre dönüşünde de saçlarımı
Şiir yazmak...
Bana göre şiir yazmak şöyle bir şey hani bir işi severek canı gönülden yaparsınız ya şiirde öyle bir şey bir işi severek yaparsanız hem o iş sağlam olur hem de güzel olur ama bir işi zorla yada elinizden gelmediği halde yaparsanız o iş hiç bir işe yaramaz ve olmaz olsada gönülsüz olur işte şiir yazmakta öyle bir şey aslında sadece şiir değil bir kitapta yazmakta öyle ben bugüne kadar yazdığım şiirler ve sözleri ben özellikle bir çoğunda kendimi anlatmak için yazdım öyle hadi ben şiir yazayım demedim zaten öyle yazsam herhalde saçma sapan kelimelerden başka bir şey olmazdı bilmiyorum belki şiirleri mi beğenmeyen insanlar da vardır herkesin düşüncesi fikri kendine tabiki ne demişler Zevkler ve Renkler tartışılmaz o yüzden bende herkesin düşüncesi ve fikirine saygı duyuyorum tabi bana karşı kırıcı olmadığı zaman ben bu yolda bir şey farkettim oda beni çok onurlandırdı oda şudur ki benim bu yeteneğimi kıskanan insanlar çok oldu özellikle yakın çevrem de ama bir söz var her aklıma geldiğinde bana doğru yolda olduğumu gösteriyor ve hatırlatıyor ( Ne zaman ki düşmanlarım çoğaldı o zaman anladım ki ben doğru yoldayım Şemsi Terzi ) yaptığım iyiliklere kötülük verenler de zerre umrumda değil çünkü o güzel insanın en güzel sevgilinin çok güzel bir sözü aklıma geliyor ( Hep iyilik yap onlar layık değilse sen layıksın Hz. Muhammed ) ve bunlar gibi pek çok sözle devam ediyorum hayatıma Allah'a emanet olun...
İskenderiye Kütüphanesi'nin Trajedisi
İskenderiye'ye demirleyen yabancı gemiler kaçak eşya için değil, acaba kitap mı kaçırıyorlar diye aranıp taranırlardı. Her biri elle yazılmış papirtis tomarı olmak üzere kütüphanede o zamanlar yarım milyon kitap bulunduğu sanılıyor. Bazen papirüs tomarlarının kopya edilmek üzere alındığı da olurdu. Bütün bu kitaplara acaba ne oldu? Bunları yaratan klasik uygarlık yok oldu ve kütüphane kasten tahrip edildi. Bu eserlerden yalnızca küçük bir bölümü kalmıştır. Bazılarının da insanın içini burkan bölük pörçük parçaları. Günümüze dek gelen bu bölük pörçük parçalar bile insan zihnini uyarıcı ne denli zengin bilgiler taşıyor, bir bilseniz! Örneğin, kütüphanenin raflarından birinde bulunduğunu bildiğimiz Sisamlı astronomi bilgini Aristarkus'un kitabında, yerküremizin gezegenlerden bir tanesi olduğuna ve onlar gibi Güneş'in etrafında döndüğüne ve yıldızların çok uzaklarda olduklarına değiniliyordu. Bu ifadelerin hepsi de doğru olduğu halde, sözü edilen gerçeklerin yeniden bulunması için iki bin yıl beklemek zorunda kalınmış oldu. Aristarkus'un bu eserinin kaybına duyduğumuz üzüntüyü, daha başka konulardaki kayıplar için de yüz binler sayısıyla çarparsak klasik uygarlığın yarattığı görkemi ve yok oluşunun trajedisini algılamaya başlayabiliriz.
Reklam
479 syf.
·
Puan vermedi
·
35 günde okudu
Çok sevdiğim
Albert Camus
Albert Camus
gelip de yabancılaşmayı Oğuz Atay karakterlerinde görmeli :) Meursault ve Hikmet Benol. ‘Ben’ olamayan farklı farklı Hikmet’ler… Meursault’un kayıtsız yabancılaşması mı Hikmet’in gürültülü, saldırgan yabancılaşması mı… İki yazarı da çok sevsem de Oğuz Atay hep daha önde geliyor benim için. Kitap boyunca elimde olmadan
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli OyunlarOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202230,8bin okunma
672 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Beni adeta ergenlik yıllarıma geri götürdü bu kitap. Uzun zamandır fantastik bir eser okumuyordum yıllar önce gerek Harry Potter serileri olsun gerek vampir günlükleri olsun hepsini bitirmiştim. Geçen aylarda sosyal medya hesabımda önüme bir reels düştü "Eğer Ejderhanı Nasıl Eğitirsin(How to train your dragon) film serisini seviyorsanız bu
Dördüncü Kanat
Dördüncü KanatRebecca Yarros · Olimpos Yayınları · 20232,097 okunma
200 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Hayat hepimizin bildiği gibi iniş ve çıkışlarla dolu bir yolculuk ve biz bu yolda o kadar çok şeyi kafamıza takıyoruz ki! Gerçekten güç olabiliyor ve ustalık gerektiriyor kafaya takmama sanatı. Kimsenin hayatı dışarıdan göründüğü gibi değil, hepimizin hayatında baş etmesi güç zorluklar hatta baş edemediği sorunları var. Peki akıl sağlığımızın
Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı
Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama SanatıMark Manson · Butik Yayınları · 201713,1bin okunma
Dayanamadım, bütün gücümle bağırmaya çalıştım; tıkanıyordum. Senin yaptığın hesapların saçmalığını bütün daire biliyor diye haykırmak istiyordum Erkan'ın suratına. Başkaları için böyle hissederken İsa-Mesih'i görmeyi nasıl bekleyebilirim? "Kötülüğe karşı direnmeyeceksin" sözünden büyük bir ferahlık duyuyorum. Insana gerçek
Sayfa 660Kitabı okudu
Reklam
Önemli Bulduğum Bazı Kavramlar (Bilmek Ve Olmak adlı kitabımdan alıntıdır) Bir insanın kendini geliştirmesi ve gerçekleştirmesi için bazı kavramları ve olguları bilmesini zorunlu görüyorum. Bunlardan bazılarını aşağıda açıklıyorum. Özbilinç: özbilinç en genel anlamıyla kişinin kendi duygu düşünce ve davranışlarından haberdar olma halidir.
Nazi ölüm kamplarından sağ kurtulanlar, en korkunç tacizlerin bile insan belleğinde sürekli taşınabileceğinin en açık göstergesi. Nazi kurbanları için en büyük sorun, kendileri ile ölüm kampları arasına duygusal bir uzaklık koyabilmeyi, unutmayı başarabilmek oldu. Tarifsiz kötülüklerle dolu bir dünyada, tekrar Nazi Almanyasında -diyelim ki
Sayfa 129
“Kötülüğe karşı direnmeyeceksin” sözünden büyük bir ferahlık duyuyorum. İnsana gerçek hürriyeti bu “direnmemek” kazandıracak gibi geliyor bana. Yalnız, insan bir saniye bile aklından çıkarmamalı İsa’nın bu sözünü. Yoksa bütün çabalar boşa gider. İnsan, bir an için olsun, duygularına kapılıp karşı koymaya başlarsa, benim gibi olur sonunda. Nereye
Sayfa 661 - İletişimKitabı okudu
Ömür Hanımla Güz Konuşmaları
...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn- cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak
Mısır'ın Büyük İskender'den sonraki Yunan kralları öğrenim sorununu ciddiye aldılar. Yüzyıllar boyu bilimsel araştırmaya destek oldular ve kütüphanede çağın en büyük beyinleri için çalışma ortamı hazırladılar. İskenderiye Kütüphanesi'nde her konu için ayrılan on geniş hol bulunuyordu. Botanik bahçesi, hayvanat bahçesi, kadavra
Sayfa 32 - Birinci Bölüm - Kozmik Okyanusun KıyılarıKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.