Sözün yağmurdur bana.
Gökten inen serinlik, kalbimin toprağına bahar getiren müjde.
Benim ve insanlığın kalbine rahmetinin müjdesini yağdır.
Ey yağmur yüklü bulutları gönderen Rahman.
Zweıg’ın yine yeniden az hacminde çok geniş manalar barındıran bir kitabıydı...Elime ilk aldığımda kitabın “Bir Kalbin Çöküşü”ismini okuduğum zaman duygusal bir aşk hikayesinden bahsedeceğini sandım ama konusu beni ters köşe etti...
Tüm hayatı boyunca deyim yerindeyse kendinden verip canla başla çalışıp kendi yaşamadığı hayatını ailesine veren bir adam...Bunun karşılığında ise tek beklentisi sadece “sevgi” ve “anlaşılabilmek”olan bir adam ile tanıştım bu kitapta...Karısı ve kızının lüks ve şaşalı yaşantısının içinde bir köşede varlığından bile habersizmiş gibi davranılan,yok sayılan bu adamın yaşadığı buhranı anlatan cümleleriyle el sıkıştım...Bazı cümlelerine o kadar hak verdim ki bu fedakar adamın...
“Beni fakirleştiren onları ahlaksızlaştıran para”ifadesi o kadar vurucuydu ki...Gerçekten de para insanları şımartıyor,duyarsızlaştırıyor...Parayla saadet olmadığını bu hikayede bir kez daha gördüm...
Fedakar bir kalbin nasıl da günden güne ruhsuzlaştığını,nasıl da hissizleştiğini her şeye hatta en sevdiklerine bile yabancılaştığını... En sonunda da incinecek bir kalbinin bile artık kalmadığını ve ölümün soğukluğunu tüm duyularımda hissettim bu kitapla...
Kitabın sonunda kızıyla ilgili gördüğü durumun bir yanlış anlaşılma olduğunu ve kuşkusunun yersiz olduğunu anlatan bir bölüm bekledim ama maalesef okumak istediğim mutlu sonla bitmedi...Üzücü.
Bir Kalbin ÇöküşüStefan Zweig · Aperatif Kitap Yayınları · 201916.7k okunma
hayatı şiirle harmanlamayı, duyguları şiirle beslemeyi seviyorum. insanın en molankolik haline de, musmutlu haline de yaren oluyor şiirler. yalnızlığını paylaştığın yoldaşın oluyor. insanın zihnine ve ruhuna iyi geliyor.
bu kitapta şiir denince aklımıza gelen o aşkın ve sevdanın lirik halinden biraz farklı hayatın izini süren cümlelere