Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Harika-i sanat yalnız hikmetli bir Halık-ı Kâinata ait olabilir
Çünki meselâ bu gözümüz önünde bir parmak kadar asmanın üzüm çubuğunda yirmi salkım var ve her salkımda şekerli şurub tulumbacıklarından yüzer tane var. Ve her tanenin yüzüne incecik ve güzel ve latîf ve renkli bir mahfazayı giydirmek ve nazik ve yumuşak kalbinde, kuvve-i hâfızası ve programı ve tarihçe-i hayatı hükmünde olan sert kabuklu, ceviz içli çekirdekleri koymak ve karnında cennet helvası gibi bir tatlıyı ve âb-ı kevser gibi bir balı yapmak ve bütün zemin yüzünde, hadsiz emsalinde aynı dikkat, aynı hikmet, aynı hârika-i san'atı, aynı zamanda, aynı tarzda yaratmak, elbette bedahetle gösterir ki; bu işi yapan bütün kâinatın Hâlıkıdır ve nihayetsiz bir kudreti ve hadsiz bir hikmeti iktiza eden şu fiil, ancak onun fiilidir.
HER GÜNKÜ ŞARKIM
Her gün ekmeğimi bölüşürsün Yalnızlığımın sofrasında, Yorganım altında üşürsün Her güz ve bahar arasında. Bağlayansın her göz yaramı, Gülmek görevin ben gülünce; Yağmur senin gibi ağlar mı Gözlerimden yaş dökülünce ? Her düşüncemin ıstıraplı Serüveni, hayırlı rüyam. Sen ey, günahlı ve sevaplı, Allahlı ve şeytanlı dünyam Her günkü şarkısı dudağın, Havayı dolduran kokusu Yağmura kavuşmuş toprağın; Yediğim ekmek, içtiğim su.
Sayfa 5 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
HER GÜNKÜ ŞARKIM Her gün ekmeğimi bölüşürsün Yalnızlığının sofrasında, Yorganım altında üşürsün Her güz ve bahar arasında. Bağlayansın her göz yaramı, Gülmek görevin ben gülünce; Yağmur senin gibi ağlar mı Gözlerimden yaş dökülünce?
HER GÜNKÜ ŞARKIM
Bağlayansın her göz yaramı, Gülmek görevin ben gülünce; Yağmur senin gibi ağlar mı Gözlerimden yaş dökülünce?
HER GÜNKÜ ŞARKIM
Şehirde bir kasvet, Rüzgârda bu dâvet, Enginde hürriyet, Serde gençlik varken, Beyaz açılırken Bu mavi sularda Her gün binbir yelken, Ani bir kararda, Edip şehre veda, Niçin acep niçin Sen de bir geminin Yolcusu değilsin?
HER GÜNKÜ ŞARKIM
Şehirde bir kasvet, Rüzgârda bu dâvet, Enginde hürriyet, Serde gençlik varken, Beyaz açılırken Bu mavi sularda Her gün binbir yelken, Ani bir kararda, Edip şehre veda, Niçin acep niçin Sen de bir geminin Yolcusu değilsin? Şehirde bu kasvet, Rüzgârda bu dâvet, Enginde hürriyet, Serde gençlik varken.
Varlık Yayınları
Reklam
ne zamana kadar bu huyunuzdan vazgeçeceksiniz? Durmadan tazelenen, durmadan değişen bu şüphelere karşı elimden ne gelir? Kendimi müdafaa etmeliymişim, diyorsunuz! Ne hususta? Seyahate çıkmak istediğim, sevdiğim, ıstırap çektiğim, ümitsizliğe düştüğüm için mi? Zoraki bir neşe göstersem, bu neşemden bile alınıyorsunuz. Sizinle gitmek için her şeyimi
Sayfa 283Kitabı okudu
HER GÜNKÜ ŞARKIM
“Her gün ekmeğimi bölüşürsün Yalnızlığımın sofrasında, Yorganım altında üşürsün Her güz ve bahar arasında. Bağlayansın her göz yaramı, Gülmek görevin ben gülünce; Yağmur senin gibi ağlar mı Gözlerimden yaş dökülünce? Her düşüncemin ıstıraplı Serüveni, hayırlı rüyam. Sen ey, günahlı ve sevaplı, Allahlı ve şeytanlı dünyam! Her günkü şarkısı dudağın, Havayı dolduran kokusu Yağmura kavuşmuş toprağın; Yediğim ekmek, içtiğim su.”
HER GÜNKÜ ŞARKIM
Şehirde bir kasvet, Rüzgârda bu dâvet, Enginde hürriyet, Serde gençlik varken, Beyaz açılırken Bu mavi sularda Her gün binbir yelken, Ani bir kararda, Edip şehre veda, Niçin acep niçin Sen de bir geminin Yolcusu değilsin? Şehirde bu kasvet, Rüzgârda bu dâvet, Enginde hürriyet, Serde gençlik varken.
Varlık Yayınları
HER GÜNKÜ ŞARKIM Şehirde bir kasvet, Rüzgârda bu dâvet, Enginde hürriyet, Serde gençlik varken, Beyaz açılırken Bu mavi sularda Her gün binbir yelken, Ani bir kararda, Edip şehre veda, Niçin acep niçin Sen de bir geminin Yolcusu değilsin? Şehirde bu kasvet, Rüzgârda bu dâvet, Enginde hürriyet, Serde gençlik varken.
Reklam
HER GÜNKÜ ŞARKIM Sehirde bu kasvet, Rüzgârda bu davet, Enginde hürriyet, Serde gençlik varken, Beyaz açılırken Bu mavi sularda Her gün bin bir yelken, Âni bir kararda, Edip şehre veda, Niçin acep niçin Sen de bir geminin Yolcusu değilsin? Şehirde bu kasvet, Rüzgârda bu dâvet, Enginde hürriyet, Serde gençlik varken.
Sayfa 147Kitabı okudu
Evet hayatın vaziyetlerine ve derecelerine dikkat edilirse, kudretin tasarrufu görünür. Meselâ: Bir salkım üzümün yapılması için ince, camid bir dal ve bir cam parçasında şemsin timsalini tersim için küçük bir delikten ziyanın geçmesi ve bir evi tenvir için bir kibrit tavassut ediyor. Ve bu gibi basit esbab altında yapılan o azîm ve garib işlerde kudretin tasarrufu gündüz gibi görünmesi aşikârdır. Ve keza eşyanın esbaba isnadındaki istib'addan ve istiğrabdan hasıl olan inkârdan neş'et eden dalaletlerden hasıl olan ızdırabat, bütün akılları, ruhları Vâcibü'l-Vücud'a firar ve iltica etmeye mecbur eder. Çünki ancak Onun kudretiyle, iradesiyle her müşkil hallolur ve kapalı kapılar açılır. Ve Onun zikriyle kalbler mutmain olurlar. Binaenaleyh necat ve halas ancak Allah'a iltica ile olur. فَفِرّوُٓا اِلَى اللّٰهِ ٭ اَلَا بِذِكْرِ اللّٰهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُ İşte kâinat şu hakikatın lisanıyla اَللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ yu söylüyor.
Sayfa 58 - Envar NeşriyatKitabı okudu
îsmailiye’nin o zamanlar yürekler parçalayıcı bir hali vardı. O günkü durumu görüp de hüngür hüngür ağlamamanın imkanı yoktu. Batı tarafında İngiliz karargahı, doğu tarafında Süveyş kanalı idarecilerinin çocukları için açılmış bulunan Hıristiyan okulu. Bu okula Mısırlıların çocuğu giremezdi. Sanki biz kendi öz vatanımızda köleydik. İngilizler memleketin bütün gelirini kendi ellerine geçirmişlerdi. Devletin bütün kurumlan İngiliz sömürgecilerinin kuklası hükmün- deydi. En güzel binalarda onlar oturur, en güzel yemekleri onlar yerdi. Her yerde İngilizce konuşulurdu. Burası sanki bir Frenk memleketiydi. Şehrin geniş caddelerinden birinin adı “Cami caddesi”ydi, ama caddenin alnına asılan levha beni beynimden vurulmuşa döndürmüştü. “Rue de la Mosque.” Bu da ne demekti? Şarkın en büyük kumandanı Salahaddin-i Eyyubî’nin vatanında Richard’ın çocuklannın işi neydi? Sanki bu, hilalin alnına takılmış bir haçtı. Ey ülkeler fatihi ulu hakan! Bir uyansan da bedbaht neslinin hal-i perişanını görsen. Yüzümüze tükürürdün. Doğrusu bu manzara içerisinde yaşamaktansa ölümü çok arzuluyordum.
Sayfa 10
HER GÜNKÜ ŞARKIM
"Şehirde bir kasvet, Rüzgârda bu dâvet, Enginde hürriyet, Serde gençlik varken, Beyaz açılırken Bu mavi sularda Her gün binbir yelken, Âni bir kararda, Edip şehre veda, Niçin acep niçin Sen de bir geminin Yolcusu değilsin? Şehirde bu kasvet, Rüzgârda bu dâvet, Enginde hürriyet, Serde gençlik varken."
39 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.