İnsan kendi iç kırıklarıdır.
Affediyorum kelimesi kadar hiçlik hissine büründüren bir durum olamaz. Psikolojik olarak affetmek ( hayatımda yerin yok, hiçbir duygum yok!) Anlamında örtük bir cümledir. Ve insan yalnızca dönüp dolaşacağı yer kendisi oluyor; insanların affetmesi pek de rahatlatıcı bir durum değildir, önemli olan kişinin kendisini affedebilmesidir. Ve iki farklı açı oluşturuyor insanın beleğinde " Ben kendimi affediyorum, karşı taraf beni affetmesede olur." Bu pervasızca ve sığ bir düşüncedir. " Karşı taraf beni affediyor ve ben kendimi affedemiyorum" ikincisi de doğru bir yaklaşım olmasa da yıllarca ikinci duyguyla yaşadım. Anladım ki insanın kendisini affetmesi gerekiyormuş, bir başkasının affetmesi zamanla önemini yitiriyor. Dönüp dolaşıp kendine dönüyor insan ve asıl benliğinle boğuşmalar başlıyor. Bedende zehirli bir atık varmış hissiyle karakterine uygun olmayan davranışı bedensel olarak sindirmek güç oluyor. İnsan gerçeklerle yüzleşmediği müddetçe kendi klişesinde yer kaplar. Bu yüzden insanlara karşı yapılmış en incitici davranış unutulmamalı, insan acı çektirdiği her şeyden bir ömür sorumludur. Kısacık ömürler biçilmiş hayatlarımızın tek seyirlik perdesinde; sevmek,mutlu etmek, yaşatmak, sarılmak, unutmamak olmalı...