Her Rengin birincisi
Sevgilim,kendini yaratır herkes başkası durağında Kötü sevmelerin artığı bir yerde durma
Sayfa 21 - Yasakmeyve YayınlarıKitabı okudu
160 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Hüseyin'in ölüm haberini alması ile başlayan bu sarsıcı hikâyenin ve üzerimde yarattığı tuhaf etkilerin kitap bittiğinde sona ereceğini sanıyordum. Ama ne içimdeki Mardin merakı ne insanlığa olan nefretim dindi. Kitap boyunca; küstahlık, meydan okuma, öfke, küskünlük, umutsuzluk, acı, yalvarma, kırgınlık, sevgisizlik, gücenme, soğukluk,
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201799,1bin okunma
Reklam
Mavi Adam Kırmızı Kadın
' senin için yapabileceklerimi mi soruyorsun masumiyet? Ben senin için bu şehri yakabilirim, yıkabilirim. Şehre yeniden inebilirim mesela. Hatta bir savaş bile çıkarabilirim. Sadece istemen yeterli. Şimdi söyle senin için ne yapabilirim? - ben ölüm istemiyorum. Kimse ölmesin.sadece güvende olmak istiyorum. Saklanmak istiyorum. Kimse bulmamalı
272 syf.
·
Puan vermedi
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in Portresi
Oscar Wilde'in tek romanını okuduktan hemen sonra üniversite hazırlık döneminde gördüğüm Psikoloji ve Felsefe derslerinin bazı kavramlarına bir geri dönüp baktım, araştırdım, irdeledim. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Oscar Wilde bu eserinde edebi mesajlardan çok felsefi ve psikolojik mesajlar vermiştir. Tabii bunda dönemin yani
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · İş Bankası Yayınları · 202172,3bin okunma
_Diyalektik Eristik Kıyas üzerine umumi fikirler: _Eristik Kıyasların birincisine yine Kıyas diyelim fakat öbürüne sadece Kıyas değil, Eristik Kıyas adını verelim. Çünkü o, gerçekte netice çıkarmadığı halde, ancak görünüşte netice çıkarır. _Kıyas, doğru ve ilk olan öncüllerden veya kendilerinden edindiğimiz bilginin, kendisinin de kaynağı ilk
Dostoyevski-Karamazov Kardeşler-Budala
Vermeer'in bazı resimlerini gördüğünüzü söylemiştiniz; her resminin, aynı dünyaya ait birer parça olduğunu fark etmişsinizdir; nasıl bir dehayla yaratılmış olursa olsun, gördüğümüz hep aynı masa, aynı halı, aynı kadın, aynı yeni ve benzersiz güzelliktir; konuların benzerliği açısından başka eserlerle ilişki kurmaya çalışmayıp, rengin yarattığı
Sayfa 367Kitabı okudu
Reklam
Sanat Felsefesi, Estetik, Schiller, Ressamlar
_Alçak bir takım ihtiyaçların tatmini için kullanılan yetenek, güya artistik bir şekil verir kirli bir muhtevaya. Sanatçı, zayıflık ve kötülükle insanları aldatır ve kendilerini aldatmalarını kolaylaştırır. Sahtekârdır çünkü manevî susuzluklarını temiz bir kaynaktan doyurduklarına ikna eder onları. Sanat’ın nimetinden mahrum kalınan böyle zamanlar
Görüngüler bize dolaysızca verilebilecek biricik nesnelerdirler, ve onlarda dolaysızca nesne ile ilişkili olan ise sezgi olarak adlandırılır. Ama bu görüngüler kendilerinde şeyler değildirler; tersine, yalnızca tasarımlardırlar ki yine kendilerinin nesneleri vardır—bir nesne ki artık bizim tarafımızdan sezilemez ve bu yüzden görgül-olmayan olarak,
Bilmelisin ki, sevgi üç mertebedir: Birincisi doğal sevgidir ki, avamın sevgisidir. Bunun neticesi, hayvanı ruhta meydana gelen birleşmedir. Seven ve sevilenin ruhu, haz ve şehvet coşkusuyla sahibi için tek bir ruh haline gelir. Bunun sonu ise, cinsel ilişkidir. Çünkü sevgi şehveti, bütün mizaca suyun yüne yayılması gibi hatta rengin renklide yayılması gibi yayılır. İkincisi ise ruhanî-nefsî sevgidir. Bunun gayesi ise hakkını yerini getirmede ve kadrini bilmede sevgiliye benzemektir. Üçüncüsü ise ilahi sevgidir. Bu ise Allah’ın kulu, kulun da Allah’ı sevmesidir. Nitekim Allah ‘O onları, onlar da O’nu sever’ buyurur. Her iki uçtan bu sevginin sonu, kulun Haktan, Hakdan da kulun mazharı olduğunu görmesidir. Kul kendisinde zuhur eden Hak karşısında beden için ruh gibidir. O, kendisinde hiçbir zaman görülmediği cismin bâtını ve gaybıdır. Onu sadece seven görebilir. Hale da kulun kendisiyle nitelendiği sınırlar, ölçüler ve arazlar ile nitelenir ve bu kul O’nu görür. Bu durumda ise Hakkın sevgilisi olur. İş söylediğimiz gibi olunca, sevginin kendisiyle tanımlanacağı zâti bir tanımı olamaz. Fakat sevgi, betimsel ve lafzı anlatımlarla tanımlanabilir. Sevgiyi tanımlayan kimse, onu bilmemiştir. Ondan bir şey tatmayan İtimse, onu tanımamıştır. Ondan ‘kandım’ diyen İtimse, sevgiyi tanımamıştır. Sevgi doyması olmayan bir içecektir. Perdelinin biri şöyle demiştir: ‘Bir şarap içtim bir daha susamadım.’ Ebu Yezid ise şöyle der: ‘Adam dediğin denizleri yudumlasa bile, dili susuzluktan dışarı çıkan kimsedir.’ İşte işaret ettiğimiz husus budur.