Hayattaki tek zaafım,annem
Hepimiz büyüdük artık. Kendi dünyamızdayız. İş güç derken kardeşlerimle aynı anda evde bulunduğumuz zamanların sayısı iyice azaldı. Birçok şey değişti, eskidi. Annem de hayli değişti ve yaşlandı elbette. Saçları tamamen ağardı, kilo aldı, tansiyondan şekere her çeşit hastalıkla boğuşur oldu.
"Beni her şey yoruyor. En ufak bir sesten rahatsız oluyorum. Günün aydınlığı fazla geliyor."
Reklam
Eğer cesaret edemediğini düşünürsen edemezsin. Kazanmak ister, ama kazanamayacağını düşünürsen, Kazanamayacağın neredeyse kesindir. Eğer kaybedeceğini düşünürsen kaybedersin, Çünkü biz gördük ki, Başarı insanın iradesiyle başlar, Her şey kafanın içindedir. Eğer dışlandığını düşünürsen dışlanırsın, Yükseleceğini düşünmelisin, Bir ödül kazanmadan önce, Kendinden emin olmalısın. Hayattaki kavgaları her zaman Güçlü ya da daha hızlı olan kazanmaz, Ama er ya da geç kazanan insan, KAZANABİLECEĞİNİ DÜŞÜNENDİR!
Kadehini kaldırdı: “İçebiliyoruz, o halde içelim. Her şey vızgelsin bize bu dünyada. Ne günlük sıkıntılar, ne arkadaşların ölümü, ne de aşk üzüntüleri kılımızı bile kıpırdatmasın.
Kibir kaç çeşittir ?
Kibir, kendini başkasından üstün görmektir. Yapıldığı yerlere göre üçe ayrılır: 1- Allahü teâlâya karşı kibirdir: Kibrin en kötüsü budur. Nemrud, Firavun böyle idi. İlahlık iddiasında bulundular. Bazı dinsizler de imanı, ibadeti, namaz kılmayı aşağılık, gericilik sanarak kibirlenirler. Allahü teâlâ buyuruyor ki: (Büyüklenerek bana ibadet
69 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Olağanüstü Bir Gece-İnceleme
" Bir kez kendini bulmuş olan kişinin, bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar." Yazar kitabının son cümlesini bu şekilde bitirmiş, o kadar sevdim ki bu anlatımı. Ve fazlasıyla da katıldım. Buradaki karakterin kendini bulma sürecini özetler nitelikte olmuş zaten bu cümle. Seçkin bir burjuva olarak rahat ve tasasız varoluşunu sürdürürken, hayatında bir heyecan olmadığı, her şey monoton olduğu için giderek duyarsızlaşan bir adamın, kendini bulmasına yardımcı olan kendi deyimiyle olağanüstü bir gecenin hikayesini anlatıyor, sohbet havasında, akıcı, merak uyandırıcı bir şekilde ilerliyor, öyle ki bir an önce olaya gelsin istiyorsunuz acaba ne olmuş diye düşünüyorsunuz. Sıradan bir pazar günü, sırf meraktan gittiği at yarışında bir kadının dikkatini çekmesiyle onunla tuhaf bir çekişmeye girer, sonrasında kadının kocasının gelip aldığı kartları yere düşürmesiyle bir kart kendi ayağının altında kalır, tesadüf ki o karttaki at yarışı kazanır ve eline toplu bir para geçer, burada iç hesaplaşma sorgulama, atın kazanacak mı acaba diye merakla beklemesi, o an ki heyecanı, kendini yeniden diri hissetmesi, bu yarışa devam etmesine neden olur ama işlediği suçtan da utanç duyar, daha sonra yolunda giderken üç genç, adamı soymaya çalışır tüm sürecin farkında olan adam, hem gençlere hem de diğer yardıma ihtiyacı olduğunu düşündüğü herkese suç işleyerek kazandığı paraları dağıtır ve dağıttıkça mutlu olur, sonrasında yine iç hesaplaşma. Eğer böyle düşünme ve söyleşi tarzında eserleri seviyorsanız bence bu kitaba da bir şans vermelisiniz.
Olağanüstü Bir Gece
Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023143,4bin okunma
Reklam
Aslında ben umut olmadan yaşayabilecek tek kişiyim. İşte bu kahramanlığın doruğu, son kertesi, aynı zamanda çelişkisi. En büyük delilik! İçim­deki karmakarışık, biçimsiz tutkuyu her şeyi unutmak, ar­tık hiçbir şey olmamak, bilgiden de bilinçten de kurtulmak için yönlendirmeliyim. Bir umudumun olması gerekseydi, mutlak unutuşun umudu olabilirdi ancak.
Sayfa 63
Tanrım... Bir işaret ver bana. Hayat yaşamaya değer mi? Her şey yoluna girecek mi?
John Fante
John Fante
Ev qas têra îro heye bifikirim bi baldarî
Benim için en güç anlaşılır olanı, en yüksek olan oyun, yani hayat denen kumardır. Belki de fazla meraklıyım ve fazla mucize tutkunuyum; sürekli olarak beklenmedik olanı bekliyorum. Bildiğim ya da istediğim, benim için ancak iptal edildiğinde veya çürütüldüğünde asıl değerine kavuşuyor. Her yönün hedefinde, gizli olarak Öteki durmakta, ona ilişkin olarak sadece şaşırtıcı olacağını duyumsuyorum. Onu, kendini ansızın farklı bilsin diye biliyorum. İradem benden sapsın diye istiyorum. Bütün bunlarda, ne türden olur­sa olsun, herhangi bir sonu düşünebilmemi olanaksız kılan bir zengin­lik var. Bir son yok, çünkü her şey giderek çoğalıyor. Bana göre asıl insan, hiçbir sonu tanımayan insan, bir son olmamalı, ve bir son icat etmek de tehlikeli.
«- Beni hep kendi hâlime bıraktın. - Hayır… -dedi şaşırmış. - Sadece sahip olduğum her şey verilemiyor. Ya da alınamıyor. Ben bile kendi önümde susuzluktan ölebilirim. Yalnızlık benim özümle karışmış…»
Sayfa 152
Reklam
496 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Herkese merhaba.Yine nasıl başlasam bilemiyorum.Bir grup arkadaşın birbirlerine verdikleri söz üzerine handaki buluşmasının asa taşıyan bir kadının bölmesiyle birlikte çıktıkları maceradaki olayları okuyoruz.Böyle bakınca konu güzel gibi dursa da yazılma tarzı için aynı şeyi diyemeyeceğim.Kitabın kurgusunu yazarların içinde bulunduğu bir oyundan
Güz Alacakaranlığı Ejderhaları
Güz Alacakaranlığı EjderhalarıMargaret Weis · İthaki Yayınları · 2019778 okunma
Bir "Dünya İnsanı"nın Cenaze Töreni (Bir Yahudi kızın mektubu)
84 yaşında hayata gözlerini kapayan doktor Hildenburg'u bugün toprağa verdik. Protestan olduğundan cenaze önce kirche'ye [kilise] götürüldü, oradan da mezarlığa... Tören sırasında hiçbir zaman böylesine içli duygular, böylesine yürekten kopan sözler ve acılı gözyaşlarıyla karşılaşmadım... Öyle darlık içinde öldü, ki cenazesini bile
Sayfa 751 - 752, 753 Yapı Kredi Yayınları
Sorgulamalar..
Sizde de oluyor mu; bir söz yazarsınız ya da bir şeyi veya konuyu %100 bir inançla ifade eder ve bağlı kalırsınız ama bir an geliyor ki sizin için o söz, konu veya şey anlamsız ifade edilemez bir hal alır?.. Öyle zamanlarda çok allak bullak olmuş hissederim.. O zamanlarda, bütün inanç sistemim, dayanaklarım, fikirlerim ciddi bir sarsılma yaşıyor... Her şeyi, herkesi sorgular aynı zamanda sorgulamamı anlamsız bulurum, çünkü vardığım sonuçların mutlak bir ömrü olmadığını bilirim...
Değersizlik duygusu ya azla ya da çokla dışa vurur kendini: Yani ya aşağılık kompleksi gösterir insan ya da üstünlük kompleksi… ikisinin de temelinde değersizlik duygusu vardır.
Sayfa 44
1.500 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.
Resim