Rahmetli annem, yıllar yılı -ki kendi de yaşlılığa eriştiğinde bile devam etmişti- çevremizde bakıma muhtaç birkaç kadın belirlemiş, ayda bir gün onların evine gider, ortalığı toparlar, yemeğini yapar, bu yaşlı kadınları yıkayıp temizler, tırnaklarını keserdi. Bu işleri yaparken de kimseye duyurmazdı. Birkaç kez, gidecek veya atılacak öteberi için, gittiği yere kadar ona eşlik ettiğimi hatırlıyorum. Anacığımla her şeyden konuşurduk da bu gittiği evlere ve insanlara dair bir şey anlatmaz ve paylaşmazdı. Sanıyorum kendince bir mahremiyet gözetir ve susardı. Belki de yaptığı işin kıymetini azaltmak istemezdi. Ancak şunu da söyleyeceğim: Annemim bu yaptıkları yine de bilinir, bazı uzak-yakın insanlar tarafından –sen salaksın türünde- veciz ifadelerle ödüllendirildiği de olurdu. Bu ödül veren insanların anlayışı, o bakıma muhtaç, yaşlı kadınların bu durumu, bu yoksunluğu hak etmiş olmalarıydı. Hem bu insanlara bakmak anneme mi kalmıştı! Annem öldü gitti, ben belirli bir yaşa ulaştım, şimdi daha iyi anlıyorum ki anacığım kendince güzel bir numara bulmuş ve bu numarayı yaşadıkça da devam ettirmişti.