Kapı olmak hiç de sevimli değil,” diyordu içimizdeki çamların en yaşlısı, “Bir kere, kapı olunca kilit takarlar bize. İnsanoğlunun böyle acayip huyları vardır. Evet, gözümümüzün yaşına bile bakmadan kilit takarlar. Kilit ne demektir bilir misiniz?” “Ne demektir?” “Ben size söyleyeyim, kilit, insanın utancı demektir her şeyden önce… İnsanoğlunun
88 syf.
6/10 puan verdi
Yaşanmış bir olaydan yola çıkan bu kısa romanda, 58 yaşında yalnız yaşayan Shimura-san'ın başından geçen garip bir olay anlatılıyor. Monoton bir yaşamı olan meteorolojist Shimura-san, Nagazaki banliyösünde bulunan evindeki nesnelerin kaybolduğunu ve yer değiştirdiğini fark ederek, bunun kaynağını bulmak üzere evinin içine bir kamera yerleştiriyor ve gizemli bir gerçekle karşılaşıyor. Bin-Jip (Boş Ev) filmini izlediyseniz eğer, bu kitapta da filmdekine çok benzeyen bir konu işlenmiş. Daha fazla detay vererek kitabın gizemini bozmak istemem, zaten kısacık bir kitap olduğundan saat bile değil dakikalar içinde bitirebilirsiniz bunu. Ben kapaktaki renk cümbüşüne ve içinde geçen Nagazaki kelimesine vurularak aldım kitabı çünkü Japonya'da geçen ve konusu ya da içeriği Japon kültürüyle ilgili olan olan her türlü sanat eserini seviyorum. Yazarın kendisi Fransız olmasına rağmen, Japon bireyciliğini ve kültürünü güzel anlatmış. Kitapla ilgili sevmediğim tek şey sonunun çok belirsiz ve eksik bitmesi ve herhangi bir olaya bağlanamadan havada kalması oldu, biraz daha uzun tutulup karşı tarafın cevabı ya da bakış açısı verilebilirmiş. Yine de, yalnızlık kokan bu tadımlık ve hoş kitabı okuyun derim.
Nagazaki
NagazakiEric Faye · Sel Yayıncılık · 2014506 okunma
Reklam
"Bizim şu prensiplerimiz amma da gurur ve gözü bağlanmışlıkla dolu! Görüşlerimiz, hiçbir fikrimiz olmayan şeyler, bilgi konusunda en ufak sezgimiz bile yok, inanç konusunda, aşk konusunda umut konusunda… Bu konulardan çok söz ediyoruz, ne var ki boş konuşuyoruz. Yeterince sağlam bir dayanağımız yok, ne bağlamı biliyoruz ne de her şeyin temeli olan sistemi. Bir kavram ya da bağlamından ayrılmış bir sözcük kapıyoruz ya da bir düşünce biçimi sonra onun üzerine ardı arkası kesilmeyen bir şekilde konuşup dururuz. Sözde düşünce sürecimiz psikoterapiden başka bir şey değil, delirmemek için, ruhsal denge hakkına sahip olduğumuz illüzyonunu ayakta tutmak için uyguladığımız bir psikoterapi. Ne kadar da değersiziz!"
İZİN GÜNÜNDE UYUMA Bugün başkalarının içinde dolaşmıyorum. İzin günüm ama benim içime örümcek girmiş. Ağzım açık uyumaktan şikâyet etme sebebim sadece güzel bir melek gibi görünmediğimden değil. Örümcekler giriyor açık ağzımdan, bütün gün dolaşıp hayallerimi bile karıncalandırıyorlar. İnsanlar kaç tanrıya inanır? Tanrının insana oranı nedir? Ve
ne eski bir tango melodisi, ne de siyah önlüklü bir mektepli kız resmi, hayır beni on sekiz yıl evvelki o tatlı hatıraları alemine atan, gazetede götürdüğüm iki satırlık, kupkuru, alalade bir kiralık ilanı oldu. o anda pendik sahilleri birden gözümde canlanıverdi. o köşk...o köşkün bizim bahçeye bakan penceresi...ve o pencereden mahinur...sarı
Her gün bir kez bu kitabın başına geçtim. Her gün bir kez dışarı çıktım kırık bir bulutla yürüdüm, her gün bir insana bakıp, yüzümü yere eğdim. Her gün bir gazeteye boş gözlerle baktım. Her gün birileri konuştu, onları dinliyor gibi yaptım. Her gün bir kez "neredeyim" diye sordum kendime. Her gün bir kuzey kışı indi içime. Her gün
Reklam
284 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Sadece insan oldukları için iyi davranın yeter. Dini dili ırkı boş ver, onlar sadece insan ve sadece ÇOCUK'lar. Sanki size bir garezlerimi vardı bu insanların ha sorararım onların tek bir amacı vardı o da yaşamak, mutlu yaşamak. Onların sadece mutluluklarını değil yaşamlarını, hayatlarını, canlarını aldın. İşte bu kitapta küçük bir kızın ağzından büyük birinin kelimeleri dökülür kağıtlara ve anlatır tüm oluverenleri en açık, en saf haliyle. Acı, acı ve acı her şey bundan ibaret.Bu küçük kız sadece çocukluğunu yaşamak istemişti o kadar.
Anne Frank'ın Hatıra Defteri
Anne Frank'ın Hatıra DefteriAnne Frank · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20177,6bin okunma
"Üniversiteli delikanli kolejli kıza bir voleybol maçında rastladı.Okul salonundaydı maç Tribünsüz,minik bir salon.. Seyircilerle, oyuncular arasında, sahanın çizgisi vardı sadece.. O kadar yakındılar..Delikanlı, bu tatlı, bu güzel, bu dünyalar şirini kızı ilk defa göruyordu takımda.. Hoşlandıgını, fena halde hoşlandıgını hissetti. Az sonra
İdealler, İdealleştirmeler ve Bunların Politik Sonuçları İdeallerin ezenin idealleştirilmesiyle oluştuğu bir dünyada idealler ne anlama gelir? İyinin peşinde olduğumuza inanırız, ama kendimizi inkâr etmemizi sağladığı için aslında bağımız kötüyledir. Ezene dair olumlu imgeyi koruyabilmek için içimizdeki bu kurbanı inkâr etmek zorunda
637 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kalınca bir kitap olması gözünüzü korkutabilir. Bi de klasiklerden olunca sıkılmayı düşünmeniz olası. Ama kendi adıma söyleyeyim okuduğum sayfalar arasında tekinde bile sıkılmamışımdır. 553 sayfa su gibi akıp gitdi. Kitapta Nehlüdov`un vicdan muhasebesiyle karşı karşıya kalıyor, o her kendini, hükumeti sorguladığında siz de farketmeden kendinizi
Diriliş
DirilişLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202117,2bin okunma
Reklam
Din bahsinde çocukların eğitimine gelince ortaya çıkan ilk mesele çocuklara dini düşüncelerin erken yaşlardan itibaren verilmesinin doğru olup olmadığıdır. Eğitimle ilgili eserlerde bu bahiste pek çok şey yazılıp söylenmiştir. Dini düşünceler her zaman bir ilahiyatı tazammum eder ve kendileri hakkında ve dahası dünya hakkında henüz bir şey
464 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Yazarın Senden Önce Ben kitabını pek beğenmemiş, şişirilmiş bulmuştum ama bu kitabını sevdim, hem de bittiğinde boşluğa düşüp boş boş etrafa bakacak kadar.Hala da üzülüyorum muhteşem bir maceraydı benim için. Kitabımızın konusuna değinecek olursak biri üvey olmak üzere iki çocuk annesi bekar Jess'in ve yaptığı bir hata yüzünden kendi işinden atılmak üzere olan Ed'in hikayesi.Jess kocası onu bıraktığından beri çeşitli işlerde yoğun olarak çalışmış özverili bir anne.Bir gün Ed'in evine temizliğe gidiyor ve orada tanışıyorlar, pek hoş değil gerçi bu tanışma.Sonrasını hızlı geçeceğim.Jess'in kızı Tanzie'nin matematik olimpiyatlarını katılması gerekiyor ülkenin diğer ucunda.Ed bu aileyi götürmeye gönüllü oluyorlar ve Jess, Ed, Tanzie, Nicky (Jess'i üvey oğlu) ve Norman yola çıkıyorlar.Böylece asıl hikaye başlıyor. Karakterleri çok sevdim belki kitabı sevmemin en büyük nedeni budur.Okurken her biriyle ayrıca tanıştım.Nedendir bilinmez bir Nicky'i bir de Norman'ı daha çok sevdim. Nicky ergenliği doruklarda yaşayan, çevresinden dışlanan bir "gotik çocuk".Norman ise ailenin köpeği! Çok şirin bir şey.Kocaman.Köpek alırsam ben de öyle alırım herhalde :) Kitap dört karakterin bakış açısıyla anlatılıyor.Başlarda pek bir fark yok gibi gelmişti ama sonradan anladım ki bazı iç sesler ve yalnız kaldıklarında başlarına gelenler anlatılıyormuş. Bir arabanın içinde kocasından ayrı bir kadın, bir matematik dehası, kulaklıklı bir oğlan, işten atılmış bir adam ve kocaman sevimli bir köpek hayal edin ve okumaya başlayın!
Bir Artı Bir
Bir Artı BirJojo Moyes · Pegasus Yayınları · 20151,257 okunma
366 syf.
10/10 puan verdi
Sinan Akyüz 'ün kitaplarını da elime aldığımda mutlaka iki saatte bitirmişimdir. Konu bizlere hiç yabancı değil ,anlatım sade ,verilen mesajlar etkileyici geldi bana. Şunu bir kez daha öğrendim ki insanlar kağıt üzerindeki evliliklere çok da sadık kalamıyorlar .Erkek için demiyorum kadının yüreği boşsa sevgiye açsa zincire de vursan aşkını yaşamaktan çekinmiyor ve de arkasında duruyor .Bir ilişki bitmişse bitmiştir ne yaparsan yap kendini kandırırsın. Doğru olan, sudan bahanelerle evlilikte saygı ve sevgiyi bitirmemek, evlendim her şey bitti diye de evliliği boşlamamak .Gönül kırılmayı versin bir daha düzelmiyor Birde şunu anlamıyorum , ikinci kadın kocamı yoldan çıkaran kadın bu söylemlerle ve bu fiiliyatla kendi cinslerine zarar veriyorlar .Tercih edilen ve değer verilen kadın veya erkek her zaman sevilmiştir gönülde bir yere konulmuştur .Hayatında biri varken yüreğin boş dahi olsa başkasına gitmeyeceksin, geride kalanın canını çok acıtırsın Bir gün incindiğin yerden sende incinirsin. .Bir sevgi yürekte bitmişse kendini de hayatındaki insanı da kandırmadan ilişkiye son vereceksin .Çünkü sen her zaman aldatmaya adaysın , sevgisiz yürek ilgi karşısında dayanamaz Hayatta korkarak yaşamaktansa cesurca sevgini yaşamak seni daha onurlu kılar..
Aşk Başka Evde
Aşk Başka EvdeSinan Akyüz · Alfa Yayıncılık · 20201,096 okunma
Resim