İlişkide olduğunda her şey çok güzel başlıyor, tıpkı bir rüya gibi ama sonra içini bir korku kaplıyor: “Kaybetme Korkusu” - Ya benden sıkılırsa? - Ya beni aldatırsa? - Ya beni eskisi kadar sevmiyosa? Sonrasında birden rüya bitiveriyor. Sanki sevgiline bir büyü yapılmış gibi birden bire sana karşı ilgisizleşmeye başlıyor. Sana değer veren,
Bir, iki, üç, dört, beş, dönüş. Bir, iki, üç, dört, beş, dönüş: Yürüyorum, durmak, yorulmak bilmeden yürüyorum, hırsla yürüyorum, genellikle gevşek olan bacaklarım bugün gergin. Başıma gelenlerden sonra, sanki bir şey ezmek ister gibiyim. Ayaklarımla neyi ezebilirim ki? Altımda betondan başka bir şey yok. Hayır, böyle yürümekle pek çok şeyi ezebiliyorum. Yönetime hoş görünmek için bu kadar alçalabilen doktorun ödlekliğini eziyorum. Başka sınıfın acı ve sıkıntılarına kayıtsız kalan bir sınıfın kayıtsızlığını eziyorum. ... Belirli bir cinayet işlediği gerekçesiyle bir adam hakkında patırtılı yazılar yazın polis muhabirlerinin birkaç ay sonra aynı adamın varlığını bile unutabilmelerinin eziyorum. Suçlayanla kendini savunan arasında bir "hitabet oyunu" halini alan ceza mahkemeleri usulünü eziyorum. ... Hiçbir örgüt ya da kuruluşun bu yönetim sorumluluklarını sorguya çekip çürüme yolunda, iki yılda bir, neden mahkûmların yüzde seksenini yok olduğunu sormayışını çiğniyorum. İntihar, düşkünlük, devamlı açlık, iskorbüt, verem, delilik ve erken bunama teşhisleriyle imzalanan resmi ölüm raporlarını çiğniyorum. Kim bilir daha neler eziyorum ayaklarımın altında? Ama bütün bu olup bitenlerden sonra herhalde eskisi gibi yürümüyorum, her adımda bir şeyler çiğniyorum.
Reklam
Demek ki insanlar birbirine ancak muayyen bir hadde kadar yaklaşabiliyorlar ve ondan sonra, daha fazla sokulmak için atılan her adım daha çok uzaklaştırıyor. Seninle aramızdaki yakınlaşmanın bir hududu, bir sonu olmamasını ne kadar isterdim. Beni asıl, bu çabanın boşa çıkması üzüyor... Bundan sonra kendimizi aldatmaya lüzum yok... Artık eskisi gibi apaçık konuşamayız... Bunları ne diye, neyin uğruna feda ettik? Hiç!.. Mevcut olmayan bir şeye malik olalım derken mevcut olanları kaybettik... Her şey bitti mi? Zannetmem.
Sayfa 120Kitabı okudu
Bazen öyle sanıyor ki insan, eskisi gibi olabilir her şey… Olmaz hâlbuki Olmaz. Tüketip de geçtiğimiz onca şey gibi olamaz. Ben sadece denemek istedim Farkındayım olmayacağının Ben hala gözlerini bıraktığım yerde arıyorum.
Sayfa 82
"Durup dururken seni daha şiddetle düşünmeme yol açacak bir şey yaşamadım. Her şey eskisi gibi, işim var, başarılıyım, çevrem nedense erkeklerle sarılı ama bana pek bir şey ifade etmiyor bu: Sen, güzellik ve hüzün, akıp giden günlerin üzerine dağılıyor."
"Aşk, ayrılık vaktine kadar derinliğini bilmez. Hiçbir şey eskisi gibi değil." diye fısıldadım babama. "Her şey değişti. Ben de değişmek zorundayım."
Reklam
Ama sonuçta zaman her şeyin ilacı, alınan yaşın da tüm duygular üzerinde özel ve hafifleştirici bir etkisi var. Ölümün yaklaştığını hissettikçe, ölümün gölgesi yolunuzun üzerine simsiyah düştükçe, olaylar gözünüze eskisi gibi batmıyor, derin duygularınıza artık aynı şekilde seslenmiyor, tehlikeli gücünden çok şey kaybettiriyor.
"Gözlerimi kaparsam her şey eskisi gibi olur sanki. Her şey yerli yerinde..."
OLGUNLAŞMAK... Can Dündar' dan... Artık eskisi gibi her hafta sonu birileri ile dışarı çıkmak istemiyorum. Beni yoran ilişkiler, yeni tanışmalar, yeni yüzler aramıyorum. Eski dostlukların da özetini çıkarmaya başladım. İlişkilerde tasarrufa gidiyorsun her şeyde olduğu gibi ve gereksiz insanları hayatından atmak istiyorsun. Yapmacık, inanmadan
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.