“Başka bir gezegene, oradaki kayaların yapısını incelemek için araç gönderebilecek kapasiteye sahip bu şizofrenik insanlık, milyonlarca insanın açlıktan ölmesini umursamayabiliyor. Mars’a gitmek, yanı başındaki komşuya gitmekten daha kolay görünüyor.” Demiş Jose Saramago 1998 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldıktan sonraki konuşmasında. Aslında
Sessizce hayatını sürdüren kadınlar var
Kendinden başka kimseye zararı dokunmayan
İçindeki acıları, Yüzlerindeki tebessümle örterler
Bazıları uykuyu çok sever,
Onlar için geçici olsa bile bir kurtuluş sayarlar,
Yorgunluklarıni kalbinde taşıyan,
Gündüzleri tebessümlerle gizler,
Geceleri ise yalnızlığa sarılan her şeyi bildiği halde yine de ayakta
Söylesene: Hiç intihar etmeyi düşündün mü? Hiç mi? O halde okumaya yeltenme! Peki neden? Bir travma mı yaşadın? Bıçağı bileklerine geçirmeden veya soğukkanlı bir şekilde şah damarını kesmeden önce soğuğu hissettin mi? Ürpertiyi ensende alabildin mi? Yoksa bütün bunlara rağmen hayati zevkler, şaşalı geçici hevesler ve korku seni alıkoyup vaz mı
•••
Her şey kasvetli bir hâl almaya başladığında bu durumların geçici olduğunu hatırla. Senin değerini, içinde bulunduğun durumlar belirlemez.
Değerini belirleyen, her şey yanıp bittiğinde küllerinden nasıl doğduğundur…
•••
Sizinle konuşurken sizinle doludurlar. Fakat gözlerinden kaybolduğunuz zaman hemen unutulursunuz. Kalplerinde hiçbir şey devamlı değildir. Her şey geçici ve anlıktır.
Bu kitap yorumunu Instagram'daki "alintilarlayasiyorum" profilimde de okuyabilirsiniz: instagram.com/p/Cu4pqXQt3H0
Size hiçbir şey katmayacak onlarca kişisel gelişim kitabı okumak yerine sadece bu kitabı okumakla da kişisel olarak gelişebilirsiniz.
Bu incelemenin altına yazılan her yoruma karşılık olarak her yaşa uygun
YouTube kitap kanalımda Yuval Noah Harari'nin kitapları için hazırladığım okuma rehberini izleyebilirsiniz: ytbe.one/8wVLBr6aIg0
"Yaşamak için bir sebebiniz varsa her şeyle baş edebilirsiniz." Friedrich Nietzsche
Şimdi, başlığı gördün ve geldin. Bu yazının içeriğinde haliyle neler olacak diye merak ediyorsun. Hatta belki
Size verilen her şey dünya hayatının geçici zevklerinden ibarettir. Allah katında olanlar ise daha iyi ve daha kalıcıdır. Bunlar, iman eden ve rabbine dayanıp güvenenler içindir.
(Şûrâ, 42/36)
İnce Memed eserinde çok anlamlı bir cümle geçer: "Demir olsam çürürdüm, toprak oldum dayandım." Anca toprak olmak lazım dayanmak için.
Her şey ne güzel başlamıştı oysa...
Pırıl pırıl hayaller
İncelememe bir alıntı ile başlamak istiyorum.
“Kitap okuyorsun ve yapayalnız buluyorsun kendini”
Beni bu eserde en çok etkileyen alıntı olmuştu.
Kitap okurken hiç şikayetçi olmadığım bir durumdur.
Bazen anlamsız bir kalabalıktan ziyade bir kitabın içerisinde yalnızlaşmak daha anlamlı geliyor.
Sıradan bir gün telefonunuz çalıyor ve anne babanızın bir kazada öldükleri haberi veriliyor. Ne yaparsınız? Gözünüz kararır ve her şey bir anda tepetaklak olur değil mi? Dünyanız başınıza yıkılır. Peki bir şansınız olsaydı eğer zamanı tersine çevirmeyi ve her şeyin yine eskisi gibi olmasını ister miydiniz? Anne babanızın dirilmesini,
Aşk neydi hakikaten? Bir kızın cemaline, gülüşüne tutulmak mı? Gözlerinde kaybolmak mı? Onun için uğruna ölmeyi göze almak mı? Çöllere düşmek, dağları delmek mi? Yoksa bunlardan hiçbiri değil de bu aşkın kaynağını keşfetmek miydi aşk?
Bu topraklardan nice âşıklar, âşık olduğunu sananlar; ölürüm, biterim, yanarım, yakarım diyenler geçti fakat