450 syf.
·
Puan vermedi
·
28 saatte okudu
Mert Ona Denmiştir
Besmele-Hamdele-Salvele.. Merhum Şeyh Galib Hazretlerini Rahmetle yâd edelim. Hamd ile salvele getirip evvala; Hazretin ruhuna bir Fatiha armağan edelim. *** Ey şair! Şimdi çağın icbarına ses ver.. Komşun duvarında istinad olmuş gibi komşundur şu hayat. Hapsetsen kendini söyle ne çıkar? Bir bardak yetişir de sana ihtarını infaz eder; "daya
Şeyh Galib Divanı
Şeyh Galib DivanıŞeyh Galip · Akçağ Yayınları · 061 okunma
MUAYYEN-MUKADDER, GÖLGE ve TESELLİ...
- "(...)Sayılı vâhidlerin birbirine kaç türlü nisbet olursa, o şekiller de sayılı olmaya mahkûm bulunduğuna göre, bir lisân içindeki bütün tertipler, en duyulmadık deli saçmasından, en görülmedik ciddi esere, bir vatanı kurtaracak hamle sırrının izâhından, bir hastayı iyi edecek ilacın terkip ifâdesine, bütün doğruların doğru veya yalanına kadar, hattâ bu cümle ve her cümle de beraber, evvelden muayyen, evvelden mukadder, evvelden malûm, evvelden mevcud şeyler değil midir? Dikkat et oğlum, dikkat et! Bu muayyenin, bu mukadderin, bu malûmun, bu mevcudun dışında, ne bir hasta sayıklayabilir, ne bir inkılâpçı yolunu bulabilir, ne bir âlim keşfini yapabilir, ne bir şair edasını kalıplaştırabilir. Görüyorsun ki, her şey amma her şey, oralarda, ötelerde, bizi aşan bir âlemde, hazır mevcutlar hâlinde, bir ağacın dalları gibi üst üste bekliyor; ve biz boynumuzu uzatabildiğimiz nisbette bu dallardan bir yemiş koparıp yiyebiliyoruz. Fakat yemişin kendisi bizim değil, ağacın... Gölgesi ve tesellisi de bizim..."
Sayfa 96 - 3.Levha, -Dil-Düşünce-Aksiyon-, Kelimeler, Kelimeler, İBDA Yayınları-Kitabı okudu
Reklam
İnsanın âyine-i fikrindeki mâlûmâtın dahi iki veçhi var: Bir vecihle ilimdir, bir vecihle mâlûmdur(bilinen bir şeydir). Eğer zihni o mâlûma zarf saysak, o vakit o mâlûm mevcud, zihnî bir mâlûm olur; vücudu ayrı birşeydir. Eğer zihni o şeyin husûlüyle mevsuf(vasiflandirilan) saysak, zihne sıfat olur; o şey o vakit ilim olur, bir vücud-u hâricîsi vardır. O mâlûmun vücud ve cevheri dahi olsa, bununki arazî bir vücud-u hârîcisi olur. İşte bu iki temsile göre, kâinat bir âyinedir. Her mevcudâtın mâhiyeti dahi birer âyinedir. Kudret-i Ezeliye ile îcâd-ı İlâhîye mâruzdurlar. Herbir mevcud, bir cihetle Şems-i Ezelî nin bir isminin bir nevi âyinesi olup bir nakşını gösterir.
Zengin bir hayal içinde meçhul , daima malûmun en korkunç rakibidir . Ben malûmum . Yani sayısız imkanlar arasında gerçekleşmiş ve donmuş bir imkanım . Ben bir şeyim , meçhul ise her şey . Fakat ... unutma ki , ben , varım ; meçhul yoktur .