Yarasa'nın 21 şiiri
Ölüm rengine bürünmüş Bir Ahmet Erhan portresi gibi Dolaştım kendi kıyılarımda Yalnızlığı çileden çıkaracak kadar yalnızdım Elimi düğümledim ayağımla Bir çağdaş ve müslim olarak Kendime sığındım Yenilgim de bu kadardı
Kendini aldatmanın alemi yoktu: Yeni ve korkunç bir şeyler oluyordu vücuduna, hem de İvan İlyiç'in hayatında hiç görmediği ölçüde önemli şeyler. Bunu bir tek o fark ediyordu, çevresindekiler ya hiçbir şey anlamıyor ya da anlamak istemiyorlardı; dünyada değişen bir şey yoktu onlara göre, her şey eskiden nasılsa yine öyleydi. İvan İlyiç'e en çok dokunan da buydu.
Sayfa 39 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Başkalaşım ve yabancılaşma psikolojisi
Ya uyumuş ya uyumamıştı ki, gene uyandı. İlk an, sanki kendi içinden çıkıp dökülmüş olduğu duygusuna kapıldı. Bir yatakta yatmakta olduğunu fark etti. Taşımaya gelmez bir halde! diye düşündü. Bir ur. Kendini birdenbire yozlaşmış bir doku gibi algılamaya başladı. Gerçek değildi artık; istediği kadar sakin sakin yatsın şurada, kasıntıdan, öğürtüden başka bir şey değildi; şu yatışı öylesine apaçık, bas bas bağırırcasına belli ediyordu ki bunu, sığınıp kendini benzetebileceği bir görüntü bile kalmıyordu geriye. Şurada nasılsa öyleydi işte, şehevi, ayıp, yersiz, katbekat tiksindirici bir şey; toprağa gömmeli diye düşündü Bloch, yasaklamalı, yok etmeli! Vücudunu yokladığı ve her tarafının eline itici geldiği sanısına kapıldı, ama sonra anladı: kendisini algılayan bilinci o kadar şiddetlenmişti ki, bütün vücudunda hissettiği bir dokunuş duygusuna dönüşmüştü; sanki bilinç, sanki düşünceleri kendisine sataşmış, üstüne yürümüş, saldırmışlardı. Savunmasız, kendini savunamayacak bir halde yatıyordu işte; içi iğrenç bir biçimde tersyüz olmuştu: Yadırgatıcı değil, sadece tiksindirici bir başkalıktı. Bir anda olan olmuştu, bir anda doğallığını kaybetmiş, bağlamından kopmuştu. Yatıyordu işte, olur şey değildi gerçekliği; bir benzetme yoktu artık. Kendinin farkındalığı öyle güçlüydü ki, bir ölüm korkusuna kapıldı. Terliyordu.
Sayfa 60 - Metis, E-KitapKitabı okudu
Yeni ve korkunç bir şeyler oluyordu vücuduna, hem de İvan İlyiç'in hayatında hiç görmediği ölçüde önemli şeyler. Bunu bir tek o fark ediyordu, çevresindekiler ya hiçbir şey anlamıyor ya da anlamak istemiyorlardı; dünyada değişen bir şey yoktu onlara göre, her şey eskiden nasılsa yine öyleydi. İvan İlyiç'e en çok dokunan da buydu.
Bunu bir tek o fark ediyordu, çevresindekiler ya hiçbir şey anlamıyor ya da anlamak istemiyorlardı; dünyada değişen bir şey yoktu onlara göre, her şey eskiden nasılsa yine öyleydi.
Evet, Allah'a inanıyordum; daha doğru söylemek gerekirse Allah'ı inkâr etmiyordum ama nasıl bir Allah'a inanıyordum, işte bunu anlatamazdım. Yalnızca, kendi adıma tek gerçek olduğuna inandığım şeyi, ulaştığım bu gerçek bilgiyi yazılarımda diğer insanlara öğretiyordum. Yani benim şimdi sürdürdüğüm gibi yaşamak gerektiğini ve insanın en rahat
Reklam
205 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.