Yenidoğan Nöbet Günlüğü
Gece yarısı sessizlik, hastanenin neonatal yoğun bakım ünitesinde bir kenara çekilmiş bir masada oturuyorum. Etrafım, hayata yeni başlangıç yapan minik canlıların soluk alışlarını destekleyen makinaların hafif uğultusu ile dolu. Pediatri asistanı olarak, gece boyunca bu yeni doğan bebeklerin her birinin hayatını desteklemekle görevliyim. Kitaplar yazan biri olarak da, bu deneyimler bana ilham veriyor; her bebek, henüz anlatılmamış bir hikayeye sahip. Nöbetim, düzenli kontrollerle başlıyor; her bir bebeğin vital bulgularını, IV hatlarını ve solunum cihazlarının ayarlarını kontrol ediyorum. Her şey yolunda mı, bir problem var mı diye gözden geçiriyorum. Zaman zaman, bir bebeğin durumunda ani bir değişiklik oluyor, bu da hızlı ve kararlı bir müdahale gerektiriyor. Bu anlar, hem zorlayıcı hem de öğretici olabiliyor. Her müdahale, bana hem tıbbi becerilerimi hem de insan olarak empati yeteneğimi geliştirme fırsatı sunuyor. Gece ilerledikçe, sessizlik ve yoğunluk arasındaki bu döngü devam ediyor. Her serbest anımda, gözlemlerimi, düşüncelerimi ve hissettiklerimi bir kenara not alıyorum. Bu notlar, daha sonra yazacağım kitaplara esin kaynağı olacak. Yoğun bakım ünitesinde geçirilen her an, insan yaşamının ne kadar kırılgan ve aynı zamanda ne kadar dirençli olduğunu hatırlatıyor. Sabaha karşı, yeni bir günün ilk ışıklarıyla birlikte, nöbetim sona eriyor. Yorgun ama bir o kadar da dolu hissediyorum. Hastaneden ayrılırken, gözümde canlanan hikayeler, yazılacak kitaplar ve mesleğimin sunduğu zorluklar ve ödüller üzerine düşünüyorum. Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde bir gece daha, hem bir doktor hem de bir yazar olarak beni daha da ileriye taşıdı.
Yol bu yol, dem bu dem, gün bugündür!..
Hayat sonu mutlu biten masallar gibi değildir çoğu zaman. İyiler sonsuza dek mutlu yaşamazlar. Bazen çırpınırken görürsünüz onları; dev dalgaların arasında bir oraya bir buraya sürüklenirken, bazen öfkeli görürsünüz onları;haksızlığın kalp burkan acısıyla gözleri dolarken.Bir bakarsınız hınçları volkan olmuştur gökyüzüne taşar. Bi bakarsınız can
Reklam
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.Bundan hiç şüphe yok.Kim eskiden herşeyin yolunda gittiğini iddia edebilir ki!?Eskiden de bazı şeyler yolunda gitmiyordu.Eğer her şey yolunda gitseydi, şimdi yaşadıklarımız karşısında bu derece çaresiz kalabilir miydik? Aslında herşey eskisinden de daha iyi olabilir, eğer hayatında bazı şeyleri değiştirmeye
Doğru olmayan tek madde bile yok.
💫 Murphy Kanunları 💫 1) "Bir şeyin ters gitme olasılığı varsa, ters gidecektir." 2) "Bir şeyin birkaç şekilde ters gitme olasılığı varsa, hep en kötü sonuç doğuracak şekilde ters gidecektir." 3) "Bir şeyin ters gidebileceği olasılıkları engelleseniz bile, anında yeni bir olasılık ortaya çıkacaktır." 4) "Bir
Yorulmuşsundur. Bazen boş gün yaratırsın kendine. Bugünkü boş günden hoş bir şey çıktı. Bu başıboşluğa ortak edecek birilerini de buldum. Bakınız, aşağıda:) (Kiminizden bahsetmeyi unutmuş olabilirim, yazım yanlışı yapmış olabilirim; dedim ya boş günüm. Hoş görün.😊) Ece Temelkuran’ın BU DA GEÇER’inden rastgele, şansınıza
Elveda Tüyap
Bu sabah bir inceleme okudum ve sizlere Tüyap Kitap Fuarı'ndan uzaklaştığım günün hikayesini anlatmak istedim. Biraz sitem ve çokça tespit içerecek bu ileti. Şimdiden gereksiz yazılar okumayan okurların bu yazıyı okumamasını tavsiye ediyorum. Bildiğiniz üzere, Tüyap Kitap Fuarı her sene kasım ayının ilk haftasında Beylikdüzü'nde açılıyor ve
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.