319 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
İşkembe-i Kübra...
Tamam hemen sinirlenme sayın okur. Evet üstten kaba bir başlık... Ama neden böyle bir başlık koyduğumu ilerleyen satırlarda göreceksin. Hoş geldin. Merhabaladan bir demet. ≈)) Kitabı okuyup Atatürk'ü böyle bilmezdim diyeni mi dersin, Atatürk'ü severdim ama bu okuduklarımdan sonra... diyeni mi dersin... E tabi belli nerede ne durumda
Paşaların Kavgası
Paşaların KavgasıKazım Karabekir · Emre Yayınları · 2005238 okunma
Taş, yaraları olduğunu bilmez, ama rüzgar vurdukça, yağmur oydukça bu yaraları duyumsar.
Reklam
sanki biri ölmüştü, yok daha da kötü bir şey. çünkü büyükbabanın öldüğü günü anımsıyorum, bayram günü gibiydi.
bir anda her şey beni korkutur olmuştu, çünkü güçsüzlük her şeyin içine sinmişti; her şey kırılabilirdi ve ben kırılan şeyleri onarmak için hiçbir şey yapamazdım.
boşluğu seviyorum maria; boşluğun sarhoşluğunu yaşamak için boşluğa atabilirim kendimi.
Hep haklı, hep doğru olan birini sevmek güç, nedense insan kendini fazlasıyla aşağılarda hissediyor.
Reklam
yatağa girmeye korkardım çünkü o alevleri yüreğimde hissederdim, midemin içini yakıyorlardı. benim özel, görünmez cehennemimin şeytanlarıydı sanki.
Başlangıçta yaşamayı bilemeyen ben, ortasından yaşayacağım belki zamanı.
Sayfa 152Kitabı okudu
var olan her şey var olmaya devam etmek zorundadır. eğer bir şeyi yaşadıysam unutulacağını sanmıyorum, ben böyle düşünüyorum.
başlangıcında yaşamayı bilmeyen ben, ortasından yaşayacağım belki zamanı.
Reklam
bazı erkekler..
Erkekler sahip oldukları nimetin değerini bilmezler. Erkekler harcarlar, çarçur ederler, değer bilmezler, zarar verirler; bağırlarına basmazlar, içtenlikleri yoktur, sakınmazlar, korumazlar. Yalnızca kumarda ve şarapta iyidirler. Yaşamı ne bilirler? Keyif sürmeyi bilirler. Kurtarmak ve korumak gerekliliğini peki ?
Anılar böyledir, patlayan bir şeyden arta kalanlara benzer, bazıları uzaklara sıçrar ve onları asla bulamayız, bazıları yakınlara saçılır ve düştükleri yerden onları toplayabiliriz.
Kederli birinin konuşan bir ağızdan çok dinleyen bir kulağa gereksinimi olduğunu öğrenmişti. Kendisi içinse acıda bile sessizliği tercih ederdi.
Bazen anımsamayı olta atmaya benzetirim; biraz beklersiniz, misinayı çekersiniz, misinaya bir şeylerin takıldığını görürsünüz. Bazen çok şey takılır, bazen de hiçbir şey olmaz ucunda.
Resim