"var olmak için kontrol edemediği bir sertlik göstermeye kendisini mecbur hisseder."
Tecavüz ve yağlı urgan üzerine...
Tahminlerde hep bir doğruluk payı vardır ama tatminleriniz her zaman bir yanılsamadır.  Çünkü "tatmin olmak" dediğimiz şey "insanın tatmin olmak" için "kendine" karşı uydurduğu bir yalandır. Belki insanın tek tatmin olabildiği nokta budur. Gerçekliğin olduğu yerde "tatmin" olamaz. Lacan insan arzulanmayı
Reklam
" Yaşam ölümü beklerken sadece dinlenmeyi düşler. Yaşam sadece ölümü düşler."
185 syf.
9/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Lacan'ın Arzu Grafiği ve Hitchcock'un The Birds Filmi Üzerine
İncelemenin ilk kısmında Lacan'ın Arzu grafiğini ele aldıktan sonra, Hitchcock'un The Birds (Kuşlar) filmi üzerine Bakır'ın söylediklerine ek olarak getirmek istediğim birkaç yorumu paylaşacağım. Arzu grafiğinin dört şeması üzerinden öznenin yapılanma süreci >> Şekil 1 - i.imgyukle.com/2020/05/04/rXgK... Burada S-S', vektörü
Sinema ve Psikanaliz
Sinema ve PsikanalizBurak Bakır · Hayalet Kitap · 20089 okunma
"İstediğiniz kadar kendiniz olun. Yanlış anlaşılmadan başka nesiniz?"
10. Aşk, Kadın
Lacan'a göre erkek "-mış gibi yapma"nın kölesidir, var olmak için kontrol edemediği bir sertlik göstermeye kendisini mecbur hisseder, oysa kadın bir hakikat sınavına daha yakındır -bir tür yazı ya da "ilk-yazı" (archi-écriture) onun -mış gibi davranmaktan kaçmasını sağlar. Bu yüzden kadın, demektedir Lacan, "tam-değildir", bir "ek"tir; oysa erkek "en azından bir" yani "bütün" olma, bu da olmazsa en azından bütünmüş gibi görülme ihtiyacını duyar. Bu yüzden Lacan'ın şöyle bir özdeyişi vardır; "Cinsel ilişki yoktur." Bu söz şu anlama gelir: İki kişi arasındaki aşk bağı bir ilişki değildir, iki zıt arasındaki bir savaştır daha çok, partnerler birbirleriyle simetrik konumda değildir. Aşk cinsel ilişkinin bu eksikliğine eklenir: "Aşk insanın kendisinde olmayanı, istemeyen birisine vermesidir." Ya da "sana sunduğumu reddetmeni talep ediyorum, çünkü sunduğum bu değil." Lacam aşka ruh ile ölmek arasında gidip gelen değişik adlar veriyordu: l'a(mur) (aşkölüm), amourir (aşkölmek), amort(ölümüneaşk), âmer(acısevenruh).
Sayfa 69-70Kitabı okudu
Reklam
10. Aşk, Kadın
Freud için anatomi her ne kadar insan kaderine dahil olsa da, hiç de öyle aşılmayacak bir ufuk oluşturmuyordu. Freud'un özgürlük teorisinin temeli budur zaten: kaderin varlığını kabullenip ondan sıyrılabilmek.
Çağımız bireyci ve pragmatist. Ânı yaşamayı, ekonomik belirlemeciliği, sondajları, dolaysızlığı, göreciliği, rahatı seviyor.
Sayfa 12 - Metis
14. Antigone
Freud Oidipus kompleksini icat etmemiş olabilir, ama onun dehası modernitedeki burjuva öznelerin her birini trajik bir kahramana dönüştürmüş olmasıdır. Şunu saptamak zorundayız: Onun öğretisini yenileyenlerin tamamı da, tıpkı onun gibi, psikanalizin doğuşuna önayak olan kahraman hanedanlarını tekrar gündeme taşımak zorunda kalmışlardır. Çünkü bu disiplin bir bilim değil, daha çok dünyanın tarihi açısından sürekli olarak yeniden yorumlanan büyük efsaneleri temel alan akılcı bir dile getirme çabasıdır: İnsanlık durumunun felsefi antropolojisidir.
Sayfa 103-4Kitabı okudu
12. Şey, Veba
Lacan "Şey"i arı bir eksikliğe, bir keyfe, öznenin nesneyle birleştiği bir keyfe dönüştürmüştü: Bu bir kaybedilmiş cennetti.
Reklam
14. Antigone
Antigone bir soykırım tragedyasıdır, Hamlet ise imkansızlığın ve "istememenin tragedyası". Bu kişilerden kah biri kah öteki, dönemine göre yeniden ortaya çıkar: Birincisi dünya üzerinde bir felaket patlak verdiği zaman, ikincisi tanrıların yokluğuyla yüzleşmek zorunda kalan modern insanın hakikati olarak. Direnişiyle kahramanlaşan ama tavizsizliğiyle de kendi sonunu hazırlayan bir kadının ölümü büyük bir suçu simgeler. Suç mirasının ceremesini çeken bir ruha musallat olan hayaletlerle bir kıyamet tablosu çizen bu mesajdan, Lacan şu sonuca ulaşıyordu: Modern psikanaliz etiğini ancak ve ancak Antigone'nin insanlık dışılığından gelen bir ilke üzerine kurmalıydı, o da arzusundan vazgeçmemek idi. Psikanalizin etiği, diyordu özünde Lacan, mülklere hizmet için bir düzenleme (Kreon) değil, hayatın trajik bir deneyimidir.*
Sayfa 106Kitabı okudu
10. Aşk, Kadın
Keyif alma da, diyordu Lacan, bir "ek"tir, ne zevke, ne doyuma benzer, ama erkek için bilinemez, kadın içinse dile getirilmez olan kaybolmuş bir şeyin (Şey'in) peşinde koşularak araştırılabilir. Sınırsız, sessiz, sözsüz bir orgazm peşindedir keyif. Öyle bir sahip olma ki efendisi yoktur, öyle bir egemenlik ki ne egemen olan ne de egemen olunan vardır. Sadece mistikler, erkeklerden ziyade de kadınlar, bunun sırrına sahiptirler -Lacan'ın o kadar hoşuna giden Bernini'nin Roma'daki Azize Theresa'nın Vecdi heykelinin tanıklık ettiği gibi sapkın bir sırdır. Mistikler cinsel olarak da keyif almaktadır. İnanç deneyimleri içersinde öyle bir cinsel keyif almaktadırlar ki, bunu dile getirememektedirler. Tanrı onların hem vücutlarına, hem ruhlarına nüfuz etmektedir ve sözcükler yerine onların vecdi konuşmaktadır: çırpınan bir yüz, bayılmanın eşiğinde bir bakış, sonsuzluğa doğru dönen dağınık uzuvlar.
5. Aileler, Sizi Seviyorum, Sizden Nefret Ediyorum
Lacan bir kez daha şunu öne sürer: Aile insan topluluklarının temelinde yer alıyorsa, bunun tek nedeni ailenin dilin egemenliğinde olmasıdır. Ad verme, diyecektir Lacan, bir öznenin kimlik kazanmasını sağlar.
3. Aynalı Çocuk
Kojève, 1930'lardaki modern düşüncenin yeni bir devrimin farkına varması gerektiğini öne sürüyordu: Düşünüyorum (Descartes) felsefesinden Arzuluyorum (Freud, Hegel) felsefesine geçiş söz konusuydu. Başka türlü söyleyecek olursak, Kojève'in izinden giden Lacan'a göre öteki/başkası ya da ötekilik/başkalık, arzulayan bir bilincin nesnesi olarak düşünülebilirdi.
Resim