“Her şeye yeniden başlamak mümkün değildi. İstesem de mümkün değildi. Nerede kaldığımı unuttuğuma göre, baştan başlamak için de birtakım yetenekler gerekliydi; daha talihli doğmuş olmak gerekliydi mesela. Yeni bir dil öğrenebilmek için, hiç dil bilmemek gerekliydi.”
Ne var ki Nasip Sokağı’nı muhtar da bilmiyordu. Muhtarın bilgisi dışında bir sokak mevcut olamayacağına göre, ya adres yanlış yazılmıştı ya da bakkalın söylediği gibi adı değişmişti. Muhtarla bu olasılık üzerinde konuştuk. Adam insanın içini sıkacak kadar ağır hareket ediyordu ama yardımsever bir kişiydi. Eski defterleri açtı, araştırdı ve sonunda Nasip Sokağı’nı buldu. Şimdiki adı Akdoğan Sokağı’ydı. Muhtardan çıkıp Akdoğan Sokağı’na giderken, bu memleketteki isim değişikliklerine takılmıştı kafam. Niye hiçbir sokağın, caddenin, meydanın, köyün adı aynı kalmıyor, sürekli değiştiriliyordu acaba? Tarihten kaçmak için mi? Her şeye sıfırdan başlamak için mi? Geçmişini değiştirmek isteyen bir ülkenin sorunlarına Erich Auerbach ne derdi acaba? Walter Benjamin’e yazdığı mektuplarda bu “aşırı değişim isteği”nden söz etmiş miydi? Demek ki biz fark etmeden sürekli bir kabuk değiştirme içindeydik. Bizans’tan kurtul, Osmanlı’dan kurtul, Arap kültüründen kurtul... Şimdi de yeni moda: “Kemalizm’den kurtul!” Mavi Alay’ı sakla, Struma’yı sakla, Ermeni olayını sakla. Bir ara Türkiye’de niye bu kadar çok Ereğli var diye sormuştum kendi kendime. Konya Ereğli’si, Marmara Ereğli’si, Karadeniz Ereğli’si! Sonra araya araya bunların eski “İraklion”lar olduğunu anladım. Aynen Bolu gibi. Bolu, İnebolu, Tirebolu, Safranbolu kasabaları, aslında poli yani Rumca “şehir” kelimesinden geliyordu. Geçmişini durmadan yeniden tanımlayan başka bir ülke var mıdır acaba diye düşünürken Akdoğanlar Sokağı’nı buldum.
Sayfa 273Kitabı okudu
Reklam
İnsanlara karşı varsayımsal yaklaşmayınca hayat daha güzel, objektif, kendinizi bir şeye inandırmıyorsunuz ve çabasız bir yaşam böylesi, bazen tüm ilkelerinizi bırakmanız gerekiyor ve hayatınızın tüm yasasını baştan yazmanız... Bütün yaprakları çöpe atabilmelisiniz yeniden başlamak yenilenmek... Bir demir gibi sağlam temeller dikmeden her şeyi geçici olabilecek şekilde kabul ederek ilerlemek insana en huzur veren şeylerden bir tanesi belki de...
Kazanamazsak her şeye yeniden başlamak zorundayız. Oysa millet birbirine kenetlense kazanmak öyle kolay olurdu ki.
''Her şeye yeniden başlamak da mümkün değildi. İstesem de mümkün değildi. Nerede kaldığımı unuttuğuma göre, baştan başlamak için de birtakım yetenekler gerekliydi; daha talihli doğmuş olmak gerekliydi mesela. Yeni bir dil öğrenebilmek için, hiç dil bilmemek gerekliydi.''
Oğuz Atay
Oğuz Atay
Yeni bir sayfa açtım senden uzak mutluluğa yakın.
Her şeye yeniden başlamak için bazen gitmek gerekir. Benim için gitmek en doğru karardı ama geri dönmemek o işte en en doğrusuydu.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.