Arkadaşlar selam. Öncelikle size bu kitabı okuma sebebimi anlatayım. Benim 11 yaşında bir kardeşim var. Burada hesabı da var. Kitap okumasını ve inceleme yazmasını teşvik etmeye çalışıyorum. Onda eksik bulduğum bir yön var. Bu durumun sadece onun suçu olduğunu da sanmıyorum. Yaşıtları gibi o da neyi ne için yaptığını pek bilmiyor. Dersleri
TANITIM
On binlerce kişinin yaşadığı bir yerde, senelerdir kimse ölmüyorsa, yaşam dengesi nasıl kurulur? Ölüm beraberinde yaşamı da getirir, ama yaşam yalnız kalırsa ve ölüm şehri terk ederse, Tanrı'lar nasıl bir çözüm yolu bulur ? Dengeyi sağlayabilmek için her zaman kurbanlar gereklidir. Onlar öne sürülmelidir ki, düğümler çözülebilsin.
Sonra dayanamıyorsun. Her şeyi içine atmaktan yavaş yavaş tükendiğini hissediyorsun. Seni çok iyi anlıyorum diyen herkesin, seni anlamadığını görüyorsun. En yakınından uzaklaşıyorsun yapabildiğin en iyi şeyin, yazmak olduğunu görüyorsun. Yazıyorsun herkesten saklasan da, gizlesen de tükeniyorsun. Hani o dışarıya verdiğin mutluyum imajı var ya, içini yiyip bitiriyor. Biri gelse ve gerçekten de tam anlamıyla yanında olsa, düzeliceksin gibi geliyor ama okadar çok yenilgiye uğradın ki sevmede, değer vermede, bir yanın hep kimseye güvenme diyor ve yenilmeye başladığın zaman asıl acıları tatmaya da başlıyorsun. İşte o anlar kalbinin, aklını yendiği anlar oluyor. Ve benim kalbim aklımı hep yeniyor. Değer vermekte bir sorun yok da , aynı önemi, ilgiyi, sevgiyi, değeri göremeyince başlıyor asıl sorun. Asıl sorunlar, asıl canını yakanlar oluyor. Birde yitirdiklerin var, dönülmez yolda bıraktıkların, geri dönmeyeceğini ezberlediklerin. Hani herşey de derler ya " hayat devam ediyor " aynen öyle ne giden geri geliyor, ne de kalanlar değerini biliyor, ne yerin ne kıymetin değişiyor, sen sadece günden güne eriyorsun, tükeniyorsun hissizleşiyorsun. Ama gerçekten de birgün aklım bu savaştan üstün çıkarsa, ozaman sevdiğim insanlar, tam anlamıyla soğukluğu tadacaklar..🥀
"Hayvanlar, yaşadıkları ülke hakkındaki gerçekleri gösterir."
Sessiz, sakin ve içine kapanık biri olarak bilinen Janina, Polonya'nın bir köyünde yaşıyordu. Janina kışı, o yaylada geçirmeye cesareret eden üç kişiden biriydi. Garip, Koca Ayak ve Janina.. Yaylanın sert geçen kış sakinleri işte bu kadardı. İsimler size de garip geldi değil