İnsan dediğin kendini bile hakkıyla çözemiyor kâri. Anlayamıyor zira insan dediğin anlaşılamıyor. Yani biz bile kendimize bigâneyiz. Tam manasıyla bilmiyoruz kendi kudretimizi ve belki de mahiyetimizi. "İnsan, bir yanıyla beden bir yanıyla ruh" diyorlar. Elbette doğru ama kuvvetle muhtemel ki eksik... Beden kısmını elbet biliyoruz. En azından görebiliyoruz. Gördüğümüz her şeyi de bildiğimizi zannediyoruz ve bu da bir başka mesele aslında…
Dokunmadan" benim okuduğum ilk Nermin Yıldırım kitabıydı. Birkaç günde bitirdiğim çok güzel bir kitaptı aynı zamanda.
Hayatı hiçbir şeye dokunmadan yaşayıp giden bir kadını anlatıyor fakat bunu
"İki binli yıllardayız. Hala cinselliği konuşmaya ihtiyacımız mı var? Evet var. Bundan kesinlikle eminim. Cinsellik üzerine her şeyi bildiğimizi sanıyoruz. Her yanımızdan kuşatıldığımız ısrarlı porno bombardımanlarıyla da ustalaştığımızı zannediyoruz. Oysa durum öyle değil. Bu konuda büyük bir boşluk ve bilgisizlik söz konusu."
İki binli yıllardayız. Hala cinselliği konuşmaya ihtiyacımız mı var? Evet var. Bundan kesinlikle eminim.
Cinsellik üzerine her şeyi bildiğimizi sanıyoruz ...
Her yanımızdan kuşatıldığımız ısrarlı porno bombardı manlarıyla da ustalaştığımızı zannediyoruz. Oysa durum öyle değil: Bu konuda büyük bir boşluk ve bilgisizlik söz konusu.
Cinsellik üzerine her şeyi bildiğimizi sanıyoruz. Her yanımızdan kuşatıldığımız ısrarlı porno bombardımanlarıyla da ustalaştığımızı zannediyoruz. Oysa durum öyle değil: Bu konuda büyük bir boşluk ve bilgisizlik söz konusu.
Ne kadar garip, dedi Sam kendine, sırf onları sürekli görüyoruz diye ya da aramızda güçlü bir duygusal bağ var diye bir insan hakkında her şeyi bildiğimizi zannediyoruz.