“Ya Rabb! Madem tüm sebep ve neticelerin dizgini Sen’in elinde. Öyleyse benim başıma Sen’in yazdığından başka bir şey gelmez. Bana düşen zahmeti atıp, rahat ve huzuru bulmaktır.” der ve dünyada manevi cenneti yaşar.”
Sayfa 172 - Timaş Yayın EviKitabı okudu
“Allah Beni Yaratırken Bana mı Sordu?” (Doç.Dr. Ahmet Emin Seyhan)
"BİLGİ PAYLAŞTIKÇA ARTAR, FİKİR PAYLAŞTIKÇA GELİŞİR"
“Allah Beni Yaratırken Bana mı Sordu?”
Allah Teâlâ ile kul arasındaki ilişkiyi “kral-köle ilişkisi” gibi zanneden ve öyle göstermeye çalışanların yanıldıklarının en bariz ifadesi işte “sapkın bir kulun çok rahatlıkla yukarıdaki cümleyi kurabiliyor ve Yüce Yaratan’a meydan okuyor”
Görüldüğü gibi yetileriyle sıkı bir bağlantı içinde olduğundan, her biri bir erdeme karşılık gelir:
- Üretici sınıf ya da vatandaşların erdemi, ölçülülüktür (sōphrosynē).
- Koruyucuların ya da askerlerin erdemi, cesaret ya da yiğitliktir (andreia).
- Felsefecilerin erdemiyse sağduyu ya da bilgeliktir (phronésis ya da sophia).
Bu erdemlerin
Sayfa 208Kitabı okuyor
Sorular uzar ama anlamsızlık baki. Anlam-anlamsızlık varoluşsal bir ikilemdir. Anlamlı olan her daim anlamsız olmaya da adaydır. Bana düşen ise yaptığım şeyin ne kadar anlamlı olduğuna saplanmadan veya anlamsızlığında boğulmadan, bu gerginlikte kalarak yazmaya devam etmek.
Sayfa 201Kitabı okudu
