Oysa dindarlığı var kılan şey, bizatihi insanın kendi nefsini ve edimlerini sürekli bir sorgulamaya tabi tutabilmesi, korku ve ümit arasında yaşadığı sürgit gerilimdir. Dünyanın gelip geçici olduğunu, maddi olan her şeyin zevale doğru yol aldığını, faniliği ruhunun en ücra hücrelerinde hissetmeyen bir insan, kendisini nasıl dindar olarak tanımlayabilir?