Yaşamları yapıtıarına birebir yansıyan, yapıhyla yaşamı arasın daki sınırın silinip yok olduğu yazarlar vardır: Henry Miller gibi yazdıkları yaşamının aynası olmuş; Marquis de Sade gibi, yapılı, içindeki yanardağın lavlarından oluşmuş, Jean Genet gibi tek dü rüstlüğü tüm cinsel eğilimlerini bir başkaldırı olarak, tiksindiği ve dilinden başka hiçbir ortak noktası olmayan bir topluma kus muş, ya da bizden Sait Faik gibi, öykülerindeki tek ben kendisi olan yazarlar...
Tezer Özlü, bu tür yazarlardan biriydi. Yazarlık gücünü yaşa dıklarından alan, yaşadıkları için yazınsal bir dil yaratan, varolu şunu yazmaya, yazısını varoluşuna borçlu biri.