Gülhane Hatt-ı Hümayunundan [1839] önce Osmanlı Devleti, Osman ve Orhan Gazi zamanından beri beyliklerden farklı bir yönetimle idare ediliyordu. Bu idare gayet sağlam ve usta bir idareydi. Allah Teala bu yönetim sayesinde Osmanlı Devletine Ortadoğu ve İslâm dünyasını yönetme imkânı vermişti. Ayrıca Osmanlılar hilafeti de bünyelerine almışlardı.
İngiliz emperyalizmi kendisini meşru bir zemine oturtmak için aydınlanmacı despotizm argümanını kullanıyordu. Yapılanlar güya yönetilenin iyiliği için yapılıyordu. Churchill'in 1943'ün ikinci yarısındaki insanlığa sığmayan tavırları, bu iddianın mesnetsiz olduğunu göstermişti. Fakat iki asırdır, bu iddia dolaşımdaydı. İngiliz
İngilizler savaş sırasında övünülecek bir yönetim sergilememişlerdi. Demokrasiye hazırladıklarını iddia ettikleri bir ülkeyi askeri diktatörlük ile yönetmişlerdi. İnsanlık tarihinin gördüğü en berbat kıtlıklarından biri olan 1943 tarihindeki Bengal kıtlığına sebep olmuşlardı. Bizzat Churchill'in talimatı ile açlıktan ölmek üzere olan
Eğer benim gibi tarihe meraklıysanız, önce Osmanlı ve Selçuklu tarihini tanımak istersiniz ama bir süre sonra Mısır Türk Memlükleri ve Safevileri de tanıma ihtiyacı hissedersiniz.
Bu yıl bu konuları irdeleyen kitaplar araştırırken Türk Tarih Kurumu kitabevinde Faruk Sümer'in "Safevi Devleti'nin Kuruluşu ve Gelişmesinde Anadolu
_Agarta, tanrısal üstün ırk Aryanların yaşadığı iddia edilen yer altı imparatorluğudur. Başkenti ise Şambala’dır. Agarta iyiliği, Şambala kötülüğü temsil eder. Dünyada yaşanan tüm olayların Agarta-Şambala mücadelesinden ibaret olduğu iddia edilir. Agarta, teozofik ve ezoterik kaynaklara göre önceki devrenin sonlarına doğru Mu ve Atlantis' ten
_İzmir İktisat Kongresi Açış Söylevi -1923_
_Ekonomi demek, her şey demektir. Yaşamak için, mutlu olmak için, insan varlığı için ne gerekse onların tamamı demektir. Efendiler, tarih, milletlerin yükselme ve düşmesi sebeplerini ararken birçok siyasî, askerî, sosyal nedenler bulmakta ve saymaktadır. Fakat bir milletin doğrudan doğruya hayatıyla,
14 Mayıs 1950 seçimlerine DP, açık ve net bir sloganla girdi: “Yeter! Söz milletindir!” (...) CHP ise seçim kampanyasında ilk iki genel başkanını öne çıkardı. Seçmenlerden, “M. Kemal Paşa ve İsmet Paşa'nın partisi olan CHP'ye” oy vermelerini istedi.
Seçimlere bu iki parti dışında, DP'den ayrılanların kurduğu Millet Partisi ile
Birgün Ömer Naci ile karşılaşıyorlar (Yahya Kemal) Bâb-ı Âli'deki mekanların birinde Cağaloğlu'nda. Böyle bir sohbet arasında soruyor Yahya Kemal: “Ömer Naci Bey, bu İttihat ve Terakki nasıl bir heyettir, nasıl bir taifedir?” Ömer Naci cevap veriyor: “40 türlü mecnûndan mürekkep bir taifedir” diyor. 40 türlü mecnün, yani yarı deli. Yahya
Yılbaşı itibariyle Buz ve Ateşin Şarkısı serisini okumaya başladım. Okurken, önceden beri hep merak ettiğim, kitap - dizi farklarını da not alıyorum.
Genellikle farklar zaman farkları ve kitaptan yer alan birçok karakterin dizide yer almaması gibi detaylar. Bu karakterlerin bazıları dizide bir veya birkaç karakter ile birleştirilerek tek
Eserde Atatürk'ün yetiştiği dönemden itibaren onun nasıl büyük bir kişi olduğunu, nasıl Milli Mücadele’nin önderi haline geldiğini anlatmaktadır. Kitapta, şimdiye kadar yazılmış Atatürk’ün askerî özelliklerini anlatan birçok kitaptan daha fazla ayrıntıya yer verilmiştir. Ortaylı, bu eserinde Atatürk'ün hayatını sekiz bölümde ele
Kaybedilmiş Bir Savaş Üzerine
Sevgili dostlar,
Bu kürsüde tek başıma durmuyorum. Etrafımda sesler var, yüzlerce ses… Sesler her zaman benimle, çocukluğumdan beri.
Çocukken köyde yaşıyordum. Biz çocuklar sokakta oynamayı seviyorduk, ama akşamları, yorgun argın ninelerin -bizim orada nasıl derler- konuşlandığı banklar, mıknatıslıymış gibi