Bu yanlış bilgi, umut her zaman vardır
Mutlu bir yaşama kavuşmak hiç kolay değildir, insan bir kere yoldan sapmışsa ona kavuşmaya ne kadar istekli olursa ondan o kadar uzak kalır. Zira aksi yöne gittiğinden, gidiş hızı aradaki mesafenin daha da açılmasına neden olur.
Aşk her zaman dünyanın doğuşuna tanık olma olasılığıdır.
Sevdiğim kadının omzuna yaslanıp, örneğin dağlık bir bölgede akşamın dinginliğini, sanlı yeşilli çayırı, ağaçların gölgesini, çitlerin ardında kımıldamadan duran kara somaklı koyunları ve kayalıkların arkasında yiten güneşi görüyorsam ve onun yüzü aracılığıyla değil de şu haliyle, dünyanın içinde sevdiğim kadının da aynı dünyayı gördüğünü, bu özdeşliğin dünyanın parçası olduğunu ve aşkın tam o anda özdeş bir farkın çelişkisi olduğunu biliyorsam, işte o zaman aşk vardır ve daha da var olacağına ilişkin umut verir.
Sayfa 27 - CanKitabı okuyor
Reklam
En kötü anlarda, en çıkmaz zamanlarımızda, her zaman bir umut vardır … Yeter ki umudun seni bulacağı yerde bekle …
Sayfa 157 - Sözcü KitabeviKitabı okudu
Kalbinizin içindeki karanlıkla savaşacak azminiz ve cesaretiniz olduğu sürece her zaman bir çıkış yolu vardır. Çıkışlar siz bulamadınız diye, yollar siz yürümediniz diye yok olmazlar. Bu saydıklarımın hepsi siz vazgeçtiğinizde tükenir. Çıkışlar, yollar, umutlar; hepsi siz onlardan ve kendinizden vazgeçtiğinizde biter. Asla unutmayın, bu kutsal nefes içinizde döndüğü sürece her zaman bir umut vardır.
Sayfa 184Kitabı okudu
51. Eyalet ve Gerçekler (uzun ama buna değer)
Jeffrey'ye bakıp yeniden oturmasını işaret etti. Kendisi de yerine geçti. Profesör, Amerika sizce de bir şekilde yolunu kaybetmedi mi? Atalarımızın dağlara taşlara kazıdığı idealler yozlaştırılmadı mı? Unutturulmadı mı? Değersizleştirilmedi mi?" Jeffrey başıyla onayladı. "Bu görüşte olanların sayısı her geçen gün
mazbut bir kadının direnişçiye çevrilişinin hikayesi
umutsuzlukla hayat sürmez ,hayat sürdüğünde ise her zaman bir umut vardır Fevziye Sudki Cabir
Sayfa 73 - ravza yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Umut etmekten başka bir meziyetim yok benim.
Ben ne zaman bir yola çıksam, bulutlar güneşimi kesti hep. Nasipsiz miyim şu hayatta, neyim anlamadım ki. Bir şey istiyorsun, umut ediyorsun, emek veriyorsun, seviyorsun, sadece seviyorsun, ‘şimdi tamamım, şimdi her şey tastamam’ diyorsun yine önüne bir şey çıkıyor. Tam doğruluyorsun, yine bir şey belini büküyor; ama vardır her şeyin bi sebebi, vardır mutlaka bir hayrı diyorsun ama yok. Anlayacağın şu hayatta umut etmekten başka bir meziyetim yok benim. Hıı.. Bir de inanmak…
Bir yazısında bakın ne diyor Camus: "Ne olursa olsun, her şeyin anlamsız olduğu, her şeyden umut kesmek gerektiği düşüncesiyle nasıl kalır insan?.. Her şeyin anlamsız olduğunu söylediğimiz anda bile anlamlı bir şey söylemiş oluyoruz. Dünyanın hiçbir anlamı yoktur demek, her çeşit değer yargısını ortadan kaldırmak olur. Ama, yaşamak ve örneğin, yiyip içmek kendiliğinden bir değer yargısıdır. Ölmeye yanaşmadığı sürece, insan yaşamayı seçiyor demektir. O zaman da, görece de olsa, yaşamaya bir değer veriyoruz demektir. Umutsuz bir edebiyat ne demek olabilir? Umutsuzluk susar. Kaldı ki susmak bile, eğer gözler konuşuyorsa, bir anlam taşır. Gerçek umutsuzluk can çekişme, mezar ya da uçurumdur. Umutsuzluk konuştu mu, hele yazdı mı, hemen bir kardeş el uzanır sana, ağaç anlam kazanır, sevgi doğar. Umutsuz edebiyat sözü birbirini tutmayan iki sözdür. Çünkü edebiyat olan her yerde umut vardır.”
"Şimdi oğullarım; siz bu bahçıvanı maddi ölçülerle tanımak istiyorsanız; yanılgıya düşersiniz. Oysa Allah tek, eşsiz ve maddi olmayan bir varlıktır. Maddi sınırlar içinde düşünülemez, anlaşılamaz, biçimlendirilemez. Ona inanır, güvenirsiniz. Bu bir iman meselesidir.” “İyi de Derviş Yunus!.. Benim varlığım madde iken ve duyularım bile maddeye yönelik iken onu maddenin imkanlarıyla bilmek, tanımak istemem neden yersiz olsun?” “Hayır, yersiz değil, bilakis doğru bir arayış oğul!.. Lakin sen onun her yerde ve her şeyde hazır olduğunu fark etmekle yetinmiyor, bir de madde gözüyle görmek istiyorsun. O senin gördüğün her şeyde vardır; bir yaratıcı olarak, bir düzenleyici ve hayat verici olarak. Çünkü o öncesiz ve sonrasızdır; değişmez ve dönüşmezdir; her şeye gücü yeten ve her şeyi bilendir.” “Şu anda benim neyi merak ettiğimi de bilir mi?" “Elbette bilir.” “O halde neden merakımı gidermez?” “O merakı giderecek olan sensin oğlum. Zaman ve mekanı değerlendirerek, sebeplere ve sonuçlara bakarak... Hislere, tecrübelere ve duygulara bakarak... O merak ancak sevgiyle giderilir. Alemde sevgiden büyük bir umut da, sevgiden öte bir korku da yoktur. Sevgiliden korkmak, korkunun en yüksek derecesi, sevgiliden umut etmek umudun en yüksek kertesidir. Sevgilisi olmayan biri, yaşadığını sansa da yürüyen ölüden ibarettir!..”
“İnsanlar her iki tarafı da dinlemek zorunda bırakılıyorsa her zaman umut vardır; yalnızca bir tarafı dinerlerse hatalar katılaşıp önyargıya dönüşür, doğru da artık doğruluk etkisi yaratmaz olur, çünkü abartılarak yanlış haline getirilmiştir.”
Reklam
Çünki onun dediği gibi, bazı eşyalar özeldir ve benim tek görevim onu saklamaktı... Sadece şemsiyeyi değil, onun bir cümlesini de hep aklımın bir köşesinde sakladım: "Her zaman umut vardır. Hiç umut kalmadığında bile."
Sayfa 125Kitabı okudu
Umut tükenmiş gibi görünsede ikinci bir şans her zaman vardır... Ya yoksa?
Gerçek şu ki: Yalnız insan aynı zamanda trajik insandır; hayatı her zaman çok sever, yani neşeli insandır. Bu ifadelerde herhangi bir çelişki yoktur. Bir koşul diğerine işaret eder ve onu gerekli kılar. İnsan trajedisinin özü, tiyatronun iddiaları ne olursa olsun, çatışmada değil yalnızlıktadır. Tıpkı usta trajik yazar Eyüp, Sofokles, Dante,
“İnsanlar her iki tarafı da dinlemek zorunda bırakılıyorsa her zaman umut vardır; yalnızca bir tarafı dinlerse hatalar katılaşıp ön yargıya dönüşür, doğru da artık doğruluk etkisi yaratmaz olur, çünkü abartılarak yanlış haline getirilmiştir.”
Ne yapacaktık peki? Hepimiz eninde sonunda mezara gidecektik, bizim uğraşımız, bir örümcek ağında hala hayatta olduğundan dolayı kurtulmayı uman sineğin uğraşından farklı değildi. “Hayatta olduğu sürece umut vardır,“ demişti Margrete, ne için peki? Daha fazla yaşamak için mi? Bugün hayattaysan yarın da muhtemelen yaşıyor olacaktın, yani ölüm birazcık ertelenmiş olacaktı, o zaman gençken insanın umudu büyük, yetişkinken biraz daha az, yaşlılıkta daha da az ve ölüm döşeğinde iyicene azdı. Her saat değer kaybeden bir umut ne biçim bir umut olabilirdi?
Sayfa 44 - Siren YayıncılıkKitabı okudu
1.338 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.