Artık kalemine iyice aşina olduğun bir isim @bahadirkarasulu ‘nun bu kez de içinde üç şahane öyküsünün olduğu bir kitabını okudum. #fırtınafotoğrafıvemadalyon kitabındaki bu kısacık öyküler bambaşka yerlere götürdü beni. Öyküler hepimizin başına gelebilme ihtimali olan olaylar üzerine inşa edilmişti. Çok da fazla anlatıp okuma keyfinizi kaçırmak
Taş Ev kitabının yorumu ile geldim
Nisan ayının bir diğer kitabı ile sizlerleyim. 2023 yılı basımlı 325 sayfadan oluşan Wattpad platformundan bizlerle buluşan bir kitap.
...Bazı insanların geleceği geçmişinden gelir...
⌂"Ünlü iş adamı Oktay Sürenoğlu sekreteri Deniz Çakır ile evlendi.
Hasan, "lşte bir ülkede yaşayanlar," dedi sardığı sigarayı Alper'e ikram ederken. Alper başıyla tanımı da sigarayı da reddetti. "Vatandaş kim o zaman?" "Yurttaşlık resmî bir hal," dedi Hasan ve ekledi: "Abi mesela Arap halkı, Türk halkı, Kürt halkı... Böyle..." Alper derste hocanın da sorduğu soruyu
Mustafa Kemal, Derne Osmanlı kuvvetleri komutanı imzası ile yazdığı bir mektupta der ki: "Bilirsin, ben askerliğin her şeyden fazla sanatkârlığını severim. Burada sanatın bütün gereklerini uygulayacak kadar zaman ve bu zamanla edinilebilecek vasıtalar olursa, işte o vakit milletin istediği hizmeti yapmış olacağız.
...
vatanı korumak ve milleti mesut etmek için, her şeyden önce ordumuzun eski Türk ordusu olduğunu dünyaya bir daha göstermek lâzım olduğuna çoktan inanmışımdır.
...
Vatan mutlak selâmet bulacak, millet mutlak mesut olacaktır. Çünkü kendi selâmetini, kendi saadetini, memleketin ve milletin selâmeti için feda edebilen vatan evlâtları çoktur," derim.
Günler gelir günler geçer ve hayat her zaman tercihlerimiz üzerine kurulur. Kader midir yoksa kehanet mi bilinmez varacağımız yere gidecek yolların mis gibi çiçek kokularıyla mı yoksa yürümekte zorlandığımız çakıllı taşlarla mı kaplı olduğunu biz seçiyoruz. Bütün bunları bazen bilinçli bazen ise tesadüflerin o tatlı belirsiz heyecanı ile etrafımız
Güzel iş yapabilen bunu herkesten sakınsa kınanır ama güzel olan her şeyin varlık sebebi Cenab-ı Allah niye bilinmek istedi de yarattı öyle mi? Hasbûnallah gerçekten..
İşin ucunda cehenneme gitmek var değil mi? Vay başınıza gelenler, bindiğiniz her aracın da başınıza bir kaza getirme potansiyeli var. Ama ayağınızı rahatlıktan esirgediğiniz yok. Yaratılmış olmak da böyledir, yaratılmanın verdiği imkan kaza ve kaderin götürebileceklerini solda sıfır bırakır. Bir, yani imkan her zaman sıfır, yani imkansızlıktan iyidir. Aksi olsa intihar oranlarının yaşam oranlarından yüksek olması gerekirdi. Madem memnun değilsin çeker gidersin, fakat işte insanın yaratılış mekanizması buna hiç sıcak bakmaz. Yaşamak, her şeye rağmen yaşama tutunmak. Çünkü yaratılış kodumuz böyle. Ölmeyi ve yaşamayı isteme oranı insana eşit miktarda bahşedilmemiş. Neredeyse yaşamaya mecbur yaratılmışız yani :) Ne özgürlüğü ne seçimi aşko, halis o. Kanma derim.
O vakit şimdi Allah bizi böyle yarattıysa biz ne yapabiliriz ki o zaman diyebilecek olanlar için cevap çok basit. Yaşayacaksın canım, kolay gelsin. Rüzgara karşı işemek ne kadar mantıklıysa senin isyan da o derece mantık barındırıyor çünkü. Tşk
Mademki yalnızlık
hep vardı derim,
keşke ilk yaratılan
ben olsaydım dünyada
ve uçurumun dibindeki
adsız bir çiçek gibi
aşkı ilk yaşayan da
ben olsaydım
sudaki gölgemle baş başa.
Ne olurdu sanki,
ilk sözcüğü ben haykırsaydım
sağır kayalara,
sesimin yankısı
bir yanıt verirdi belki bana.
İlk ölen ben olsaydım,
doğduğumu sanarak bir başka aydınlığa.
Madem çok küçüğüm
yok gibiyim aslında,
keşke ben zaman olsaydım,
içime evren dolardı
gözlerimi her açışta boşluğa.
Yani çok büyük umutlarla başladığım bu kitapta hayal kırıklığına uğradığımı söyleyebilirim…
Kitap başlarda fena değildi fakat ortalarından sonra dehşet sıktı, yarım bırakmayı sevmediğim için bitirdim ama çok zorlanarak bitirdim aşırı kendini tekrarlama vardı çok sıktı.
BU KISIMDAN SONRASI SPOILER
chuck ve blair ilişkisini nasıl insanlar buna benzetti anlamıyorum, evet bj ve parksında ilişkisi toksik, chuckla blairda toksikti fakat blair parks kadar mıy mıy ve aşktan kör olmuş bir karakter değil bence blair her zaman çok güçlü bir karakterdi ama parks beni deli etti yani cidden delirdim. Aşk tamam güzel bir şeyde biraz insan mantığıyla düşünür acayip sinir oldum karakterlere genel olarak. Bj zaten salağın teki saçma sapan hareketlerde yok önüne gelenle yatmalar falan gereksiz. Gül gibi çocuk Tom u nasıl bırakabildin Parks bence en büyük hata burdaydı, açıkcası kitabın biraz daha sarması için Parksla Tom’un ilişkisi biraz daha fazla ilerletilebilirdi sonra tekrar tabii ki de BJ ye dönecekti ama daha güzel olabilirdi belki kitap böyle daha az sıkıcı olurdu…
İkinci kitap geleceği belli, okur muyum hiç emin değilim ama belki de okuyabilirim.
Okumakla okumamak arasındaysanız kitapta çok fazla sinir krizi geçireceğinize ve şok olacağınızı bilerek okuyun derim.
Siz ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım <3
Sen, ben ne zaman sofradan erken kalksam, ne çabuk doydun, diye sorarsın sonra; ben de, doydum derim her seferinde sofra duası okurcasına. O doydum' ların birçoğu doydum değildir aslında gökçe gelin, o gün gülümü görememişimdir de öldüm' dür...
Ben kitap alırken konusuna hızlıca göz gezdirir, kitabı okumak için elime aldiğımda da asla arka kapak yazısını okumam. Çünkü çoğu yazılar spoiler dolu.
Bu kitabın kurgusunu farklı hayal etmiştim. Yani apartmanda birileri, diğer komşusunu rahatsız edecek gibi. Fakat kitabı elime alınca bambaşka bir kurgu ile karşılaştım. Baştan sona gizemli
Çok az sayfası olan,ama düşündüren bir kitap. Kelimeler anlaşılmaz olduğundan değil,her cümlede farklı bir kadından farklı örnek aklıma gelmesinden. 132 sayfa ama düşünmekten ilerlemiyor kitap.O kadar çok alıntı yaptım ki, durduramadım kendimi. Bütün sayfalar hesabımın duvarında yazsa hayır demem. Anlaşılmak güzel bir his ve tesbitler muhteşemdi.
An'ların her zaman önemli olduğunu düşünürüm. Bu yüzdendir ki bence insanlık tarihinin en önemli icatlarından birisi fotoğraf makinesidir. Bizleri oluşturan An'ların saniyelerde sınırlı varoluşlarını, onları dondurarak uzatmak ve hikayelerimizi saklama imkanı vererek bu tezimin altını sonuna kadar doldurduğu kanaatindeyim. Hayatın An'larına farklı bir perspektiften bakmak isterseniz eğer Laura'ya bir şans verin derim. Laura kendini bir hikaye anlatıcı olarak tanımlıyor. Paylaşımlarından daha fazla kare paylaşmak isterdim ama bunun etik olduğunu düşünmüyorum. Laura'nın sanatından umarım benim kadar zevk alırsınız.
14.11.23 M.E.
Photo by Laura Makabresku "self-portrait with my dear Husband, 2022"
Mumyalara aşık olur kimi, kimi de hortlaklara; ikisi de aynı ölçüde düşmandır ete ve kana -ah nasıl ikisi de ters gelir beğenime! Çünkü kanı severim ben.
Ve herkesin tükürüp kustuğu yerde oturmak ve kalmak da istemem; işte budur benim beğenim, – hırsızların ve yalan yere yemin edenlerin arasında yaşarım daha iyi. Hiç kimse ağzında altın