“Kapitalist toplumda üretim, insanların gereksinimlerinin ve yeteneklerinin bağımsız gelişimini baltalar; bu toplumda barış, ancak sürekli savaş tehdidiyle ayakta durabilir" Herbert Marcuse
Efendileri özgürce seçme efendileri ya da köleleri ortadan kaldırmamaktadır.
Reklam
Her gün yedi saatini televizyon karşısında geçiren insanlar, yeni düzene göre eğitildi, Pavlov'un köpekleri gibi koşullandırıldı ve Herbert Marcuse'nun tahmin ettiği gibi "tek boyutlu insan"a dönüştürüldü.
Sayfa 346 - Doğan KitapKitabı okudu
Herbert Marcuse'nin şu sözü üzerine bir oyun yazabilirim: "Bu yasa ve düzenin otoritesini, ondan acı duyanlara ve ona karşı savaşanlara övmek bütünüyle anlamsızdır, saçmadır." Oysa hiç de öyle değildir, kimi zaman ve kimi yerde tam bunun tersidir. Örneğin Türkiye'de...İktidarın, ezdiği, sömürdüğü, sömürttüğü insanlara, o bozuk düzeni övmesi hiç de anlamsız ve saçma değildir, çünkü tutmaktadır. İnsanlar bilinçsiz oldukça da böyle sürecektir.
Mutluluğa giden iki yol; Kendinden çok şey, başkalarından az şey bekle...
(... )bizim bütün tartışmamız devrimin sadece varolan toplum içerisinde harekete geçen baskıcı olmayan güçler tarafından gerçekleştirildiğinde özgürleştirici olabileceği üzerinde temellendirilmiştir. önerme bir ümitten daha fazla, ve daha az, bir şey değildir. bu ümidin gerçekleşmesinden önce, yargılayabilecek olan aslında sadece bireydir., kendi bilinçleri ve vicdanlarından başka meşrulukları olmayan bireyler. fakat bu bireyler kendilerine özgü belirsiz tercih ve çıkarlara sahip olan özel kişilerden fazla ve farklıdırlar. onların yargı gücü bağımsız düşünce ve bilgiye, toplumlarının ussal bir çözümleme ve değerlendirmesine dayandığı sürece öznelliklerini aşar. böyle bir usallık yeteneğine sahip bireyler çoğunluğunun varlığı demokratik kuramın dayandığı varsayımdır. eğer yerleşik çoğunluk böyle bireylerden oluşmuyor ise egemen bir halk gibi düşünemez, karar veremez ve hareket edemez.(...)
Reklam
''Efendileri özgürce seçme efendileri ya da köleleri ortadan kaldırmamaktadır.''
İçerisinde yaşamak istemediğimiz bir ikiyüzlülük ve sinir dünyası yarattılar!
Cehennemin varlığını yalnızca belirli bir yerde, burada yeryüzünde kabul etmekte, ve bu Cehennemin İnsan (ve Doğa) tarafından yaratıldığını ileri sürmektedir. Bu Cehennemin bir parçası hayvanlara kötü davranıştır—ussallığı henüz usdışı olan bir insan toplumunun işi.
Gerçek ve yanlış gereksinimleri ayırdedebiliriz. ‘Yanlış’ olanlar bireye onun baskılanışındaki tikel toplumsal çıkarlar tarafından yukarıdan dayatılanlardır: gereksinimler ki zahmeti, saldırganlığı, sıkıntı ve türesizliği sürdürmektedirler. Karşılanmaları bireye büyük bir doyum sunabilir, ama bu mutluluk, eğer (onun ve başkalarının) bütünün hastalığını anlama ve hastalığı iyileştirme şanslarını kavrama yeteneğinin gelişimini durdurmaya yarıyorsa, sürdürülmesi ve korunması gerekli bir koşul değildir. Sonuç o zaman mutsuzluk içinde kendinden geçmedir. Reklamlarla uyumlu olarak dinlenme, eğlenme, davranma ve tüketme, başkalarının sevdiklerini sevme ve nefret ettiklerinden nefret etme gibi yürürlükteki gereksinimlerin çoğu bu yanlış gereksinimler sınıfına düşmektedirler.
540 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.