Gençlere Öğütler
— Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bilki, her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır. — Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir. — Bir günde ve bir zamanda yapman lâzım gelen bir işi (bir dersi, bir vazifeyi) ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi gibi, işi de kendine
Hergün oku, herşeyi oku. Ağaç olmak nasıldır, Van Gogh olmak nasıldır, ikinci dünya savaşına katılmış olmak nasıldır, öğren! Bir gün hepsi yapboz gibi yapışıp Sana inanılmaz gerçekleri gösterecek
Reklam
Mazot (1970)
Ağlamadan dillerim dolaşmadan yumruğum çözülmeden gecenin karşısında şafaktan utanmayıp utandırmadan aşkı üzerime yüreğimden başka muska takmadan konuşmak istiyorum. Şehre neden
Sayfa 143 - Tiyo Yayınları 36. Baskı 2017Kitabı okudu
:)) hergün
Marcus Aurelius, her sabah kendi kendine şöyle dermiş: "Bugün kendini beğenmişin biriyle, bir yalancıyla, haksızlık eden biriyle, can sıkıcı bir geveze ile karşılaşacağım: Onların böyle oluşu cahilliklerindendir."
Sayfa 178Kitabı okudu
Kopardın...
Bir kahır çölüne bıraktın beni Merhamet dilenen eli kopardın Yaydın üzerime yalan gölgeni Gölgeni bekleyen yolu kopardın İçimden boşluğa savruldu külün Hüznün ateşiyle yandı kâkülün Yıllardır bahçemde öten bülbülün Her seher konduğu dalı kopardın Uzattıkça sana boş ellerimi Birer birer yıktın hayallerimi Bilmem, ölü müyüm, yoksa diri mi Saçımdan son siyah teli kopardın Gönlümde ruhunla hergün yeşeren Göğü yıldız yıldız önüme seren Aynasında yalnız seni gösteren O güzel, bembeyaz gülü kopardın ~√~
Aklı olan kimse, hergün, sabâh nemâzından sonra, hâtırına hiçbirşey getirmeyip, ortağı olan nefsine demelidir ki: (Benim sermâyem, yalnız ömrümdür. Başka birşeyim yokdur. Bu sermâye, o kadar kıymetlidir ki, her çıkan nefes, hiçbir şeyle tekrâr ele geçemez ve nefesler sayılıdır, azalmakdadır. Ömr bitince, ticâret sona erer. Ticârete sarılalım ki, vaktimiz azdır ve âhıret uzun ise de; orada ticâret ve kâr olmaz. Bu dünyâ günleri, o kadar kıymetlidir ki, ecel gelince, bir gün izn istenir, fekat ele geçmez. Bugün, bu ni’met elimizdedir. Aman nefsim, çok dikkat et de, bu büyük sermâyeyi elden kaçırma! Sonra ağlamak, sızlamak, fâide vermez. Bugün, ecelin geldiğini, dahâ bir gün müsâ’ade etmeleri için, yalvardığını, sızladığını ve sana, bir gün bağışladıklarını ve şimdi, o günde bulunduğunu farz et! O hâlde, bu günü elden kaçırmakdan, bununla, se’âdete kavuşmamakdan dahâ büyük ziyân olur mu? Yarın ölecekmiş gibi, dilini, gözlerini ve yedi a’zânı harâmdan koru!)
Reklam
"Yüreğim sensiz çok üşüyor.. Bir seçenek olmak, aşık olunan değil, sadece o hissin denek olarak kullanıldığı bir yürek olmak acıtıyor içimi. Bundandır belkide benim sana deli gibi tutuluşum. Vazgeçemeyip hergün deli gibi yanıyor oluşum. Ve bundandır senin bana hiç tutulmayışın, ardında kırık dallar bırakıp yok oluşun.."
Amentü
İnsan eşref-i mahlûkattır derdi babam bu sözün sözler içinde bir yeri vardı ama bir eylül günü bilek damarlarımı kestiğim zaman bu söz asıl anlamını kavradı geçti çıvgınların, çıbanların, reklamların arasından geçti tarih denilen tamahkâr tüccarı kararmış rakamların yarıklarından sızarak bu söz yüreğime kadar alçaldı damar kesildi, kandır
Sayfa 177 - Tiyo YayınlarıKitabı okudu
Bu bölümü okurken kahkaha attım resmen :D
...Sana şimdi bir zarf vereceğim. Bu zarfı, Yeşil Caminin avlusundaki çınar var ya... O çınarın oyuğuna bırakacaksın. Arkana bakmadan dönüp geleceksin. Sakın zarfı açayım, zarfı bıraktıktan sonra arkana bakayım deme... Şakaya gelmez ha... Bu, yeraltı örgütü. Bunun ucunda ölüm var. Sık sık Yeşil Caminin avlusuna gider, şadırvanın solundaki çınarın dibine otururduk. Onun için tarif ettiğim çınarın kovuğunu biliyordu. –Ben zaten anlamıştım, dedi, hergün o çınara gidişimizden orda bişey olduğunu anlamıştım. Sofadaki kitaplarımın arasından aldığım zarfa boş bir kâğıt koydum, kapadım, eline verdim. –Haydi, durma, marş!.. Bu iş, saniye işi... Zarfı aldı, uçtu. Biz hemen sofrayı kurduk, tavuğa, baklavaya yumulduk. Hayatımda böyle neşeli bir yemek yediğimi hatırlamıyorum. Gülmekten gözlerimizden yaş geliyor, kahkahadan boğulacağız...
Gençlere Öğütler — Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bilki, her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır. — Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir. — Bir günde ve bir zamanda yapman lâzım gelen bir işi (bir dersi, bir vazifeyi) ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi gibi,
514 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.