Ömür Hanımla Güz Konuşmaları
Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı ve yüzüm
Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar
Ben İsmet Özel, şair, kırk yaşında. Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar ben yaşarken koptu tufan ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kâinat her şeyi gördüm içim rahat gök yarıldı, çamura can verildi linç edilmem için artık bütün deliller elde kazandım nefretini fahişelerin lanet ediyor bana bakireler de. Sözlerim var köprüleri
Sayfa 231 - Tiyo YayınlarıKitabı okudu
Reklam
... Ninemin dua etmesi kimi kez bitmek bilmezdi ve ben gerçekten yatakta uyur kalır, onun yatağa ne zaman, nasıl girdiğini fark etmezdim. Bu uzun dualar, hep büyük gerginliklerin, tartışmaların, kavgaların yaşandığı günlerde olurdu. Ninem bu ilginç dua seanslarında Tanrı'ya evde olup biten her şeyi tek tek anlatırdı; kocaman, büyük bir tepe gibi diz çöken ninem, önce hızlı hizlı, anlaşılmaz bir şeyler mırıldanır, sonra yoğun bir homurdanmaya dönerdi sözleri: - Tanrım senin de bildiğin gibi, herkes kendi durumu daha iyi olsun istiyor. Biliyorsun, Mihail daha büyük; burada, kentte onun kalması daha yerinde olur; ırmağın karşısına geçmeyi kendisi için aşağılayıcı buluyor; orası yeni, bilinmedik bir yer; orada ne olup biteceğini kim bilebilir? Babaya gelince, o Yakov'u daha çok seviyor. Hiç insan çocuklarının birini ötekinden daha çok sever mi? Şu inatçı ihtiyara akıl fikir ver, Tanrım! Kor gibi yanan gözleriyle kararmış ikonalara bakarak Tanrı'sına yol gösterirdi: -Cocukları arasında ayrım yapmaması gerektiğini anlamasını sağlayacak güzel düşler göster ona, Tanrım.
GÖZE çarpacak şekilde pencereye çıkan bu kızlar fahişe değil mi? Evet, öyle. Başka yerlerde fahişeler sokakta gezer, otel odalarında iş görürler. Oysa burada, kendi evlerindeler. Evler onların değil, sadece kiralanıyorlar. Çoğu kere de bu evleri başkalarıyla paylaşıyor ve sırayla kullanıyorlar. Böyle çalışmak hoşlarına gidiyor mu? Evet, çünkü
Sayfa 83 - E Yayınları, 1. basım (1969), Çev. Hasan Aslan
Zehirli Nazarlar Ve Tesettür
Her güzel güzelliğini muhafaza etmek ister. Eğer sen de güzelliğini muhafaza etmek istiyorsan, tesettüre girmelisin. Çünkü güzelliğini teşhir eden kadınlar diğer insanların pis nazarlarına maruz kalırlar. Bu tür nazarlardan onların ruh ve bedenlerine tesir ederek hem ruhlarında hem bedenlerinde çöküntüye sebep olurlar. Bir hadisde "(Harama)
... bir ‘sıkıntı’ taşıyor içinde; nedenini bilmediği bir sıkıntı, bir ‘mutsuz bilinç...’ Bunalıyor. Kalabalıklar içinde bir garip yalnızlık duyuyor. Büyük kent kırgını... Dünya aşıyor onu; ‘çok vaktini alıyor.’ Anlaşılamıyor. Herkes katı, uzak, bencil ve küçük... Uyum sağlayamıyor.
Sayfa 165
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.