Clive Ponting’in “Dünyanın Yeşil Tarihi” kitabı, çevre tarihi ve insan uygarlıklarının çöküşü üzerine derinlemesine bir bakış sunuyor. Kitap, çevre hareketlerinin genellikle parçalı ve bölük pörçük bilgilerle sunulduğu bir dönemde, konuya tarihsel bir perspektiften yaklaşıyor. Ponting, binlerce yıl süren üretim ve tüketim düzenlerimizi, kaynak kullanımını, yoksulluk ve refahın dağılımını ele alarak, bunların çevre ve doğanın kullanımıyla nasıl iç içe geçtiğini anlatıyor.
Yazar, insanın evrimini, avcı ve toplayıcı olarak yaşamlarını ve tarıma geçişlerini irdeleyerek başlıyor ve Mezopotamya, Mısır, Çin, İndus Vadisi, Mezo Amerika ve Peru gibi çeşitli bölgelerde uygarlıkların ortaya çıkışını ele alıyor. Kitap, günümüzün çevre sorunlarına ilgi duymayanlar için bile, sömürgeciliğin tarihçesini ve Üçüncü Dünya ülkelerinin karşılaştığı zorlukların nedenlerini öğrenmek isteyenler için değerli bir kaynak olarak öne çıkıyor.
Ponting’in eseri, çevre ve uygarlıkların çöküşüne geniş bir tarihsel açıdan bakarken, aynı zamanda okuyucuya şaşırtıcı örneklerle ve akıcı bir dille bu bağlantıların binlerce yıllık öyküsünü sunuyor. Bu, sadece çevre bilinci olanlar için değil, tarihin ve insanlık durumunun daha geniş bir anlayışına sahip olmak isteyen herkes için önemli bir çalışmadır.
Aslında insan, fark etmeden de olsa en çok kendini özler. Ben özlemi, öylesine derindir ki insanın, yaşadığı anın yani şimdiki zamanın içinde bunu tatmin edebilmesi için çok ciddi bir farkındalığa sahip olması gerekir. Eğer bu farkındalığımız yoksa andan tat almamız çok zordur. Bu yüzden beklentilerimizi ve umutlarımızı geleceğe yöneltiriz.
"Senin gibi çocuk katili olmayı reddediyorum netanyahu!" Sloganları atmak için neyi bekliyorsunuz acaba gerçekten merak ediyorum... Ama o yemiyor değil mi? Bundan 80 yıl sonra israil yıkılmışken de sizin gibileri çıkıp netanyahunun arkasından sallayacak, çünkü artık netanyahu yok olmuş olacak. Sahte samimiyetiniz laf kalabalığından öteye geçemiyor, bugün israile dur diyemeyen o gün de Almanya'da olsa yine ağzını açacak cesareti bulamayacaktı. Siz hep böylesiniz işte. Tehlike savuştuktan sonra hukukçu kesiliyorsunuz. Ama ne var biliyor musunuz? Geç kalmış adalet adalet değildir işte... İşinize gelince insan hakları, yahudiler öldürülünce soykırım, ama konu Filistin olunca herkes sus pus. yahudiler insan da Filistindekiler değil mi? Gerçekten baydı artık yahudi ajitasyonunuz... Sizin derdiniz Hitler ya da soykırım falan değil. Popüler Kültürün ve siyonist medyanın oyununa gelmiş zavallı bir güruhtan fazlası değilsiniz. Mazlumun yanında olmak yetmiyor, zalimin karşısında da olabilmek gerekir ama işte o yürek istiyor. He o da sizde yok. Demek ki neymiş? Okumak yetmiyormuş, insan olmak daha fazlasını gerektiriyormuş... Gerçekten insan olabilmeniz, vicdanınızın çifte standartlarından kurtulabilmesi temennisiyle.
Oğuz Aktürk
@distopikokur
·
3yıl
Senin gibi bir çocuk katili olmayı reddediyorum Hitler!
YouTube kitap kanalımda II. Dünya Savaşı hakkında harika kitaplar önerdim: ytbe.one/i39P66Sv65s
Bugüne kadar 482 tane kitap okumuşum ve 1000kitap sitesinde de 4 yıl boyunca iyisiyle kötüsüyle 254 adet kitap incelemesi yazmışım. Peki benim bu kadar kitabı okumamı sağlayan ve Auschwitz-Birkenau toplama kamplarını bizzat gördükten sonra
Ara sıra, ateşlerin, belli belirsiz iri gölgelere karışan aydınlığının titreştiği zeminin üzerinden insana benzeyen bir köpek, köpeğe benzeyen bir insan geçiyordu. Bu meydanda, tıpkı cehennemin başkentindeki gibi ırklar ve türler arasındaki ayrım silinmişti sanki. Bu toplulukta erkekler, kadınlar, hayvanlar, yaşlarından, cinsiyetlerinden, sağlıklarından, hastalıklarından bağımsız bir şekilde ortak bir yaşam sürdürüyor, her şey birbirine karışmış, iç içe geçmiş gibi görünüyordu, herkes bir bütünün parçasıydı.