En başında her çocuk, tek çocuktur. Çocuk anneye sahip çıkıcı davranmaz, çünkü ona sahiptir; bu onun hakkıymış gibi davranır, hatta yaşar. Yani, gözümüzü açtığımızda gördüğümüz her şey tekeşlidir; ayrıcalık ve mahremiyete, sahiplik ve ait olmaya dairdir. Sonradan tekeşliliğin yapımında kullanılacak malzeme.
Herkes hayatına bir başkasına ait olarak başladığı, fiziksel ve duygusal olarak bir başkasından ayrılamaz olduğu için, ayrı olmak ya da paylaşmak zorunda kalmak bizi sersemletir. Demek ki bizim için ya hep ya hiçtir mesele; bu yüzden de potansiyel olarak, her şey olamamaktan kaynaklanan bir *hiçbir şey olma duygusu* taşırız.
Eğer hayata bir başkasının vücudunun parçası olarak başlıyorsanız, bağımsızlığınız bir uzvun koparılmasıdır. "Çift olmak bize aynı zamanda bir başkası olduğumuzu, biriyle tek parça olduğumuzu hatırlatır, bizi yeniden buna ikna eder." Aşık olan (ya da yasta olan) herkesin bildiği gibi, kibarca ayrılık denilen şey aslında bir uzvun koparılmasıdır. Büyümek hayali bir uzuv haline gelmektir; aşık olmak bir uzuv edinmektir.