dünyada insanları hemcinslerini sevmek için zorlayan bir gücün, insanlığın ille de sevileceğine ilişkin bir yasanın bulunmadığını ileri sürmuş. Yeryüzünde sevginin varlığını doğa yasalarına değil, sırf insanların ruhun ölmezliğine olan inançlarına bağlamış. Ivan Fyodoroviç parantez içinde, doğa yasasının da bu olduğunu söylemiş; insanoğlunda ruhun ölmezliğine ilişkin inanç yok edilse, yalnız sevgi değil, yeryüzünde hayatın devamı için bütün canlı güç de söner gidermiş. Ote yandan, ahlâksızlık kavramı kalkacak, her şey, hatta yamyamlık bile doğal sayılacak- mış. Daha da ileri gitmiş: Ne Tanrıya, ne de ölmezliğe inanan herkes için -mesela bizler gibi- doğadaki ahlâk yasası hemen eski din yasasının tam tersine bir biçim almalıymış. Insanlar için kötülüğe kadar giden her türlü bencil davranış sakıncasız görüldükten başka, en gerekli, akla uygun, nerdeyse en soylu bir kurtuluş çaresi sayılmalıymış.