Ivan Fyodoroviç parantez içinde, doğa yasasının da bu olduğunu söylemiş; insanoğlunda ruhun ölmezliğine ilişkin inanç yok edilse, yalnız sevgi değil, yeryüzünde hayatın devamı için bütün canlı güç de söner gidermiş. Öte yandan, ahlaksızlık kavramı kalkacak, her şey, hatta yamyamlık bile doğal sayılacakmış. Daha da ileri gitmiş: Ne Tanrıya, ne de ölmezliğe inanan herkes için -mesela bizler gibi- doğadaki ahlak yasası hemen eski din yasasının tam tersine bir biçim almalıymış. İnsanlar için kötülüğe kadar giden her türlü bencil davranış sakıncasız görüldükten başka, en gerekli, akla uygun, neredeyse Soylu bir kurtuluş çaresi sayılmalıymış.
Sayfa 85
_Olmak sözüyle, kişinin hiçbir şeye sahip olmadığı ve istek de duymadığı, yaratıcı bir varoluş biçimini anlatmak istiyorum. _Sahip olmak(olmamak) eğilimi, yaşamlarının ana konuları; para hırsı, şöhret ve yönetim gücüne erişmek olan batı toplumlarına özgüdür. _Sahip olmak eğilimindeki bir insan, mutluluğu başkalarına üstün olmakta ve fethetme,
Reklam
73 Seçimlerinin propaganda sürecinde tam bir Ecevit rüzgârı esmiştir. Dağa taşa “Karaoğlan” yazılmıştır. Ecevit, adı, söylemi, hatta giyimiyle, birdenbire Türkiye kamuoyunun merkezine oturmuştur. Popülaritesi düşen Demirel ise “şapkasını alıp giden adam” olarak algılanmaya başlanmıştır... 14 Ekim 1973 tarihinde yapılan seçimlerinden CHP, hiç
Sayfa 150Kitabı okudu
X Arabasına bindiğimiz zaman Prens: -Bakın aklıma ne geldi, dedi, bir yere gidip bir şeyler yesek. Ne dersiniz? -Bilmem ki Prens. Geceleri yemek yeme alışkanlığım yoktur. Sabit, kurnaz bakışını gözlerime dikerek: - Hem yer, hem konuşuruz, diye ekledi. "Anlaşıldı, açık konuşmak istiyor!" diye düşündüm. Benim de istediğim buydu zaten.
dünyada insanları hemcinslerini sevmek için zorlayan bir gücün, insanlığın ille de sevileceğine ilişkin bir yasanın bulunmadığını ileri sürmuş. Yeryüzünde sevginin varlığını doğa yasalarına değil, sırf insanların ruhun ölmezliğine olan inançlarına bağlamış. Ivan Fyodoroviç parantez içinde, doğa yasasının da bu olduğunu söylemiş; insanoğlunda ruhun ölmezliğine ilişkin inanç yok edilse, yalnız sevgi değil, yeryüzünde hayatın devamı için bütün canlı güç de söner gidermiş. Ote yandan, ahlâksızlık kavramı kalkacak, her şey, hatta yamyamlık bile doğal sayılacak- mış. Daha da ileri gitmiş: Ne Tanrıya, ne de ölmezliğe inanan herkes için -mesela bizler gibi- doğadaki ahlâk yasası hemen eski din yasasının tam tersine bir biçim almalıymış. Insanlar için kötülüğe kadar giden her türlü bencil davranış sakıncasız görüldükten başka, en gerekli, akla uygun, nerdeyse en soylu bir kurtuluş çaresi sayılmalıymış.
Münih’in beğendiğim ikinci özelliği trafikteki düzen oldu. Burada üç kişiye bir araba düşüyormuş. Bizimkilerin de arabası vardı. Şehrin içinde ve dışında arabaların gelip gidişi parmak ısırtacak bir intizamla oluyordu. Korna çalmak yasağı olmadığı halde korna binde bir, meselâ önde giden bisikletli çocuğu uyarmak için çalınıyordu. Caddelerin,
Reklam
İnsan Lenini, 1918 yılında Devrimden sonra Kremline geldiğinde, etrafta kasıla kasıla bir sömürge valisi gibi dolaşırken hayal edebiliyor. Resmi komünist tarih -biz başka türlüsünü görmedik bizi Leninin o sırada etrafta alçakgönüllü bir tavırla dolaştığı konusunda temin ediyor, ancak onun alçakgönüllülüğünün küstahça olduğuna iddiaya
Herkes için gerekli bir parantez.
Benim ruhum özgün mahremiyetinde olduğu kadar hürdü.
Sayfa 70 - Aylak Adam YayınlarıKitabı okudu
Alibaba'nın bu sayısı ile Markopaşa'nın 1.dönemi kapanacaktır. Bir yılı az geçen bu dönemde Markopaşa 23, Merhumpaşa 4 , Malumpaşa 5 ve Alibaba 4 sayı çıkabildi. 55 haftanın 36'sında çıktığına göre, 19 hafta gazete engellerle karşılaştı, yayımlanamadı. Sabahattin Ali 19 Aralık 1947'de içeriye girdi. Gazete üzerinde hükumetin, sıkı yönetimin,
Herkes İçin Gerekli Bir Parantez
Zaman ve mekan: İhtiyaçlar. Kader, şans, rastlantılar: Hepsi de hayatın tuzakları. Var olmak istiyor musunuz? O halde böyle olacaksınız. Soyut olarak var olmak mümkün değil. Varlığımızı bir şeklin içine sığdırmak ve bir süre sonra da aynı şeklin içinde son bulmak zorundayız, burada ya da orada, öyle ya da böyle. Ve her şey, var olduğu sürece o biçimde olmanın, böyle olup da öbür türlü olamamanın cezasını da beraberinde taşır. Örneğin şuradaki iki büklüm adamcağızın varlığı sanki bir şaka, zorlasak zorlasak en fazla bir dakika sürecek bir şaka gibi gelir; ardından da hop, doğrulsun, çabucak kalksın, uzun boylu, çevik bir adama dönüşsün diye bekleriz... Ama nerde! Bütün hayatı boyunca -ki tek bir hayata sahip olacak böyle kalacağı gibi, bunu kabullenmesi de gerekecek.
Sayfa 97 - aylak adam
Reklam
Derin sularda yalnız bir mümin: Garaudy 1
Yıldız Ramazanoğlu son aylarda Roger Garaudy okumaları yapmakta idi. Okumalarının sonucunda Garaudy’nin Türkçedeki mütercimi Cemal Aydın ile uzun, dolu dolu bir söyleşi gerçekleştirdi. Garaudy üzerine yapılmış bu derinlikli ve ne yazık ki bir “ilk” olan önemli söyleşiyi sizlere sunuyoruz. Cemal Aydın, 1948 Isparta, Şarkikaraağaç doğumlu. İstanbul
20 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.