İdiopatik…
Bir öğrenci ya da mahalledeki bir çocuk sorunlu davrandığında bu o sınıfın, yaşadığı mahallenin sorunuyken şimdi bakışlar aileye çevriliyor. Okul ya da sosyal çevre çocuğun iyilik hali üzerinde bir etkiye sahip olmadığı gibi çocuğun yaşadığı sorunlarda da sorumluluk hissetmiyor. Anne babalar giderek yalnızlaştılar ve adeta birbirlerinin rakibi gibi hissediyorlar. Bu rekabeti kızıştıran; çocukların okul başarısı, sosyal ilişki kurmadaki becerileri veya kişisel farklılıkları olunca da uyum sağlamayan çocuk ve aile parkur dışı kalıyor.
Sayfa 42
Çocuklarımız söz konusu olduğunda doğal ve sezgisel hareket etme becerimizi kaybettik… Ebeveynliği bilimsel eylemler bütünü olarak görmeye başladık. Ne yapmamız gerektiğine ve gereğinden fazla bilgiye yoğunlaşmak bizi doğallıktan kopardığı gibi çözümsüz de bırakıyor.
Sayfa 41
Reklam
Emir Sultan Herkes Cennete Gitti Yıldırım Bayezid, Niğbolu zaferinde kazanılan ganimetlerle muhteşem bir mescit yaptırmak ister. Mimarlar, bugün Ulu Camii’nin bulunduğu mevkide karar kılarlar. Söz konusu arsa üzerinde evi, bahçesi olanlara, başka yerden muadil yer verilir. Hatta ceplerine birkaç kese altın sıkıştırılır, gönülleri hoş edilir. Ancak
Bizim mahalle sokaklarında yerlerde hiçbir yazılı kağıt parçası görülmezdi. Nereden gelmişse gelmiş, ister bir rüzgar uçurmuş olsun, sokağa düşen her yazılı kağıt parçasını gören büyük küçük herkes, onu hemen yerden kaldırırdı. Bir saçak arasına, bir duvar kovuğuna sokuştururdu. Ayak altından kurtarırırdı. Çünkü üzerinde harfler, yazılar taşıyan bir kağıt parçası kutsal bir şeydi.
Sayfa 27 - Remzi kitapeviKitabı okuyor
İster Yunanlıların olsun ister İbranilerin, Farslıların veya başkalarının olsun, eski metinlerini okuyanlar çoğunlukla dehşete düşer; kadim tanrılar bazen bize çok iğrenç gelen işler yapmışlardır. Fakat bu kitapları okuduğumuzda on dokuzuncu yüzyılda yaşayan insanlar olduğumuzu, o tanrılarınsa binlerce yıl önce varolduklarını tamamen unuturuz. O tanrılara tapan insanların onların kişiliklerinde tutarsız, ürkünç bir şey göremediklerini çünkü onların da kendilerinden farksız olduklarını unuturuz. Şunu da belirtmeliyim ki hayatlarımız boyunca almamız gereken önemli derslerden biri de budur. Başkalarını yargılarken hep kendi ideallerimizden hareket ediyoruz. Oysa böyle olmaması gerekiyor. Herkes kendi idealleriyle yargılanmalı, başkalarınınkiyle değil.
"Sonuçta herkes bir iz bırakmak ister, dünyaya geldiğine dair bir kanıt kalsın ister. Bir gün birileri doğru zamanda doğru yerde olduğum ve özel bir şey bulduğum için memnun olabilir."
Reklam
Gönül ister ki mekteplerimiz ilkinden yüksek tahsilin sonuna kadar derece derece gençlere öğrenme ve yetişme yolunda emniyetle yürümenin usulünü öğretsin, çalışıp muvaffak olmanın sırrını göstersin... Mektep, bilgi imal eden bir fabrika halinde çalışmasın ve gençlerin yalnız zekaları üzerinde kalmasın; iradeleri üzerinde de dursun. Onların ruhi terbiyelerini de yapsın çünkü insanın kıymet ve kuvveti bilgisinin genişliğinde olmaktan çok benliğine sahip ve iradesine hakim olabilmesinde, iyi huylarında ve ruhi terbiyesindedir. İrade ve ruh terbiyesi ise ayrı bir iştir. Bu ders ve kitap okuyup ezberlemekle elde edilmez! Bununla beraber herkes biliyor ki haddini aşkın sınıf mevcuduyla dolup taşan mekteplerimizin hiç meşgul olmadığı işlerden biri budur.
Memleketin özeti!
“S.keyim anasını gerçeğin. Kim ne yapsın gerçeği. Herkes şeyinin keyfine bakmak ister.”
Çöpçüsünden züppesine kadar herkes, cinai cömertliğinin kesesinden harcar; hepsi, mutluluk reçeteleri dağıtır; hepsi, herkesin adımlarına yön vermek ister: Ortaklaşa hayat bundan ötürü tahammül edilemez hale gelir; insanın kendi hayatı daha da çekilmez olur: Başkalarının işlerine hiç karışmadığı zaman kişi kendi işleri için o kadar endişe duyar ki, kendi “benliği”ni bir dine çevirir, ya da tersten havarilik yaparak “benliği”ni yok sayar: Evrensel oyunun kurbanıyızdır…
Sayfa 12
Kabir var, hiç kimse inkâr edemez. Herkes ister istemez oraya girecek. Ve oraya girmek için de üç tarzda üç yoldan başka yol yok. Sözler
Reklam
Ebeveynlik çocuğunu asla istediğin gibi koruyamamakla yüzleşmektir. Çoğu zaman güçsüz olan aslında çocuklar değil otoriteyi nasıl kullanacağını bilemeyen ebeveynlerdir.
Profil kitapKitabı okudu
Günümüzde pekçok kadın, yaşam koşulları kendi anneleriyle kıyaslanmayacak düzeyde konforlu olduğu halde, farkında olmadan aynı melankolik dili kullanmayı sürdürür. Bu bilinçdışı tekrar, kurulan her ilişkide yeni mağduriyetler üretir. Şartlar, imkanlar değişse de kadınların hüzünlü dili güncellenerek dolaşımda kalmaya devam eder. Tuhaf olan, başka seçenek yokmuş gibi davranılmasıdır.
Profil kitapKitabı okudu
İnsan sorun yaşadığını bile bile hep alıştığını tekrar etme eğilimi taşıyan doğadaki tek varlıktır.
Profil kitapKitabı okudu
Ailelerimizi reddedemeyiz, başka ailelere özenmek de boşunadır. Onlar kaderimizin bir parçasıdır ancak böyle olması, hayatımızın geri kalanında yalnızca ailemizden aldıklarımızla yolumuza devam edeceğimiz anlamına gelmez. Farkında olmak tek başına yetmese de çoğu zaman daha anlamlı bir hayat için iyi bir başlangıçtır. Kaldı ki yaralarımız yetiştiğimiz aileden bize mirassa, yeteneklerimizi de aynı ailede kazandığımızı unutmamak gerekir.
Profil kitapKitabı okudu
Resim