"İnsan hayatı, karşılıklı olarak kandırılıp hiçbir şeyin farkına varmadan birbirlerini incittiği ve bu tuhaflığın bariz bir şekilde ortada olduğu örneklerle dolu. Ancak benim karşılıklı kandırılmaya bir ilgim yok."
Farkında olmasalardı kandırmaya yeltenmezlerdi. Farkındalar ama bu rahatsızlıkları neden sürdürme isteğindeler onu
Herkes sürekli koşuşuyor ve konuşuyor. Susan yalnız benim. Ağır ağır yürüyorum üstelik, koşuşanlara inat. Ve konuşanlara inat susuyorum, susuyorum.
İnsan susmaktan da yoruluyor.
yoruluyor kapıların artık açılmaktan.
yazgın bile yadırgıyor tüm bu olanları.
kendini çıkartamıyorsun bir camın ardından bakınca.
üzülme, herkes kendine dönüşür hikâyenin sonunda.
Sevilmek istiyor insan. Sevilmek istiyor istemesine de, ayn acıları yaşamaktan da bir o kadar korkuyor. "Yine aynı olursa?" diyor. "Ya bu da diğerleri gibiyse?" diyor, "Ben yine ne yapar e eder güvenirim de, ya güvenim bu sefer de boşa çıkarsa?" diyor Sevip sevilmemekten, kendisini sevdiği için pişman olduğu o günlerin içinde bulmaktan korkuyor. Hiçe sayılmaktan, yarım kalmaktan korkuyor. Ama bu korkunun insana hissettirdiği kaygıyı bir Allah'ın kulu anlamıyor. Herkes ilk başta şöyle severim, böyle severim edalarıyla geliyor. Sonra bir bakıyorsun, ik gün sonra ortadan kayboluyor. En kötüsü de bir daha kimseyi sevmememiz gerektiğini, elimizde avucumuzda ne varsa önüne döktüklerimiz öğretiyor. Güvendiklerimiz de her zamanki gibi yanıltmıyor. İnsan en çok dinlenmek istediğinde yoruluyor da duyguları en çok bu yıpratıyor.
yoruluyor kapıların artık açılmaktan / yazgın bile yadırgıyor tüm bu olanları / kendini çıkartamıyorsun bir camın ardından bakınca / ... herkes kendine dönüşür hikayenin sonunda’’
“Herkes gidiyor, geliyor, sıkıntı çekiyor, seviniyor, çalışıyor, yoruluyor, yaşlanıyor, terk ediyor, terk ediliyor, ayrılıyor ve... Ve ölüyor... Ah! Hayat dedikleri bu mu? Ben yirmi dört ayar acıyım.”
Herkes sürekli koşuşuyor ve konuşuyor. Susan yalnız benim. Ağır ağır yürüyorum üstelik, koşuşanlara inat. Ve konuşanlara inat susuyorum, susuyorum. İnsan susmaktan da yoruluyor.
Herkes gidiyor, geliyor, sıkıntı çekiyor, seviniyor, çalışıyoruz, yoruluyor, yaşlanıyor, terk ediyor, terk ediliyor, ayrılıyor ve... Ve ölüyor... Ah! Hayat dedikleri bu mu? Ben yirmi dört ayar acıyım.
Hacmim histerimden küçük haliyle gövdeme yer yok
Aranızda ve aralarında ve bütün muhtemel aralarda
Her gideyim dediğimde artistliğime yoruluyor
Pardon da lan ne münasebet duramıyorum ben buralarda
kını kalbin olan bir kılıç gibi taşıdın masumiyeti.
yoruluyor kapıların artık açılmaktan.
yazgın bile yadırgıyor tüm bu olanları.
kendini çıkartamıyorsun bir camın ardından bakınca.
üzülme, herkes kendine dönüşür hikayenin sonunda.