Bu sebepten dolayı hayatı boyunca intihara karşı çıkmıştı: intihar, sana ait olmayan bir şeyi boşa harcamak anlamına geliyordu. Kimseyi harcamamalıydı, kendisini bile!
Tacirlerin, hırsızların, hatiplerin ve güreşçilerin tanrısı, ölüler ülkesinin ruh taşıyıcısı, kanatlı şapka ve sandaletleriyle tanrıların habercisi Hermes yeniden ortaya mı çıkıyordu yoksa? Sıçrayışın, çabuk kavramanın, mutlu buluşların ve arsızlığın tanrısı hem tanrıları hem de insanları kurtarmak için geri mi geliyordu? "Doğru! Sizler benim içimi okuyabiliyorsunuz, onun için de benden üstünsünüz" diye cevap verdi Hermes diğer tanrılara. "Hazır herkes bir araya toplanmışken söyleyeyim ki eskiden olduğu gibi yine haberciniz olacağım. Ve yemin ederim ki eskisinden gıdım daha güvenilir olmayacağım. Dünyayı idare edebilmem buna bağlı"
Reklam
Uzun süredir ilk kez öyküsü hakkında düşünmeye başlamıştı. Öyküsünü elinden kimse alamazdı, çünkü ondan kimsenin haberi yoktu. O bir harekete geçme ve eylem tanrısıydı. "Eğer bir şeyin işleyişinden hoşlanmıyorsan" diyordu Hermes, "fazla konuşmadan git ve değiştirmeye başla." Helle ayağa kalktı ve yürümeye devam etti. O bir ağaç değildi ve zaten olmak da istemiyordu.
Gitgide daha fazla insanın ağzında dolanıyordu bu laf, fakat ne anlama geldiği konusunda hiçbirinin tutarlı bir açıklaması yoktu. Bunun alaycı-kötümserden, eğlendirici-iyimsere kadar pek çok değişik anlamı olabilirdi...
Hermes'in elinden de bir şey gelmiyor, fakat sadece varlığı bile bir şeyler değiştirebilir.
Her tanrı bir diğerinin yardım çağrısıdır, ne fazla, ne de eksik.
Reklam
63 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.