Zira o gizli bir nedenden ötürü sık sık gözyaşı döküyor.
Ve artık daha az cüretle iltifat ediyor ve nadiren öpüyor.
Ve beni “benim” diye çekingen bir sesle çağırıyor.
Sonra yine ben merdivenleri çıkarak, yüce Diana’nın tapınağına geri
dönüyorum.
-Hangi yer buradan daha güvenli olabilirdi ki?-
Orada ayaklarımın dibine üzerinde şu şiir yazılı bir elma yuvarlandı: -
Ah akılsız ben! Az kalsın şimdi de sana yemin ediyordum!
Dadım onu yerden kaldırdı ve merakla bana “oku” dedi.
Ve senin tuzağını okudum, ey büyük ozan.
“Evlilik” kelimesi dile vurulunca, utandım, aklım karıştı,
yanaklarımın tümüyle kıpkırmızı kesildiğini hissettim,
ve gözlerimi çakılmışçasına önüme eğdim,
senin niyetlerine köle edilmiş gözlerimi!