KAÇMAK VE YAKALANMAK Müslüman düşünceli, günlük hayatını, da elinden geldiğince İslâmî esaslar doğrultusunda düzenlemek eğiliminde olan insanlar için yaşadığımız hayat biçimi ve topluma hakim olan kavrayış tarzları benim görüşüme göre iki çıkış yolu açıyor. Bunlardan biri hayatın akışını yok sayarak kendi doğru bildiği düşünme biçimi ve davranış
27 Haziran 1924’te (24 Zilkade 1342) Amman’dan Hicaz’gittik ve 19 Ağustos 1924’te (19 Muharrem 1342) geri dön­ dük. Biz dönüş yolundayken 14 Ağustos 1924’te Vehhâbîler Doğu Ürdün’e yeniden saldırdılar, ancak bu sefer de 500 ölü ve birçok yaralı bırakıp püskürtüldüler. Yokluğum sırasında Suriye sınırı taraflarında emniyet ve huzuru bozan birtakım
Reklam
Sana ölüm gelecek, kabre gireceksin, kabir, darlığını ve azabını senin üzerine salacak ve kıyamet gününe kadar bu azap içinde kalacaksın. Sonra yeniden kabirden çıkarılacak ve büyük toplantı için haşredileceksin. Orada zerre kadar şeylerden, kısacık bir sürede yaptığın işlerden bile hesaba çekileceksin. Az veya çok herşeyden sorgulanacaksın. Sen cansız bir putsun, manasız ve kuvvetsiz kuru bir derisin, ateşte yakılmaktan başka hiçbir işe yaramazsın. İbadetinde samimiyet yok. İbadetinde can olmayınca sen ve ibadetin ateşten başka hiçbir şeye yaramazsınız. Yorulmana ne gerek var? Yaptığın amellerde samimi değilsen bunun sana hiçbir yararı olmaz. Sen çalışıp yorulanlardansın. Dünyada çalışıyorsun, kıyamet günü cehennemde de yorulacaksın. Ancak tevbe eder, ölüm gelmeden önce özür dilersen iş değişir. Ölüm gelip de kapı yüzüne kapanmadan önce müslümanlığını yenileyerek, güzel ve samimi bir tevbe ederek Allah’a dön. Aksi durumda tevbe kapısından giremezsin.
Sayfa 107 - Gelenek YayıncılıkKitabı okudu
Enver Paşa ve Joseph Pomiankowski
Enver Paşa mektubu katlarken çocukça bir gururla gülümserken, iri siyah gözleri ışıldıyordu. Hassa Alayı “Gord- Füsilier-Regiment’e katılma! Bunların özel adı, “Mayıs Böcekleri” idi. Bir zamanlar ölümcül hasta olan İmparator Friedrich, bu ismi, Charlottenburg sarayında, Hassa Alayına İmparatorluk ödülünü verdiğinden beri adet olmuştu. Her yıl Alman İmparatoru ilkbahar selâmı olarak, bu Alaya Al Mayıs’ta Potsdam’da bir araya getirildiği için, bir kasa Mayıs böceği yollardı. Askeri Ateşe olarak Berlin’de iken bunu ilk defa duyduğunda nasıl da şaşırmıştı. O zamandan beri hep içinde bir yerlerde duran bu sevimli ve lâtif benzetmede bir romantizm soluğu duyardı. İşinin girdabına kapıldığından ve sorumluluğun ağırlığı omuzlarına bindiğinden beri çoktandır unuttuğu neşenin, keyifin ne. demek olduğunu şimdi hissediyordu. Mevkisinin yüksekliği onu herşeyden koparmıştı. Etrafındaki hava hep donuktu. Az önce olduğu gibi çok nadiren, daha ancak otuzdört yaşında çok genç olduğunu, içinde bir yerde kendini bile şaşırtan ve kalbini ısıtan bir sevincin hazır olduğunu hatırlıyordu. Pless Palas’ta karşı karşıya geldiklerinde çok candan söylediği sözlerle kendisine tevcih edilen bu yüksek şeref için, Alman İmparatoruna teşekkürlerini arz etti. Kaiser Wilhelm çok samimiyet göstermiş ve Enver Paşa’nın kendi sine Sultan’m selâmını arz ettiğinde, o da Sultan’m sağlığını sorarak, Enver Paşa’nın refakatinde bulunan Türk subayla rina ve onlarla beraber bulunan general Pomiankowski'ye “ikinci sınıf demir haç nişanı” vermişti.
vusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun İstanbul'daki büyükelçiliğinde askeri ateşe olarak görev yapmıştır. General Pomiankowski, 1909 yılında başladığı görevini Birinci Dünya Savaşı'na kadar sürdürmüştür.
Herşeyden önce SAMİMİYET...
Yine Peygamberimiz (S.A.S.) buyuruyor ki: "Sahibini çirkin davranışlardan ve eğriliklerden alıkoyamayan namaz, Allâh (C.C)'dan daha da uzaklaştırır, gafil kimselerin namazı ise çirkin davranışlardan ve eğriliklerden alıkoymaz."
Şimdi kapatın gözlerinizi en içten dilediğiniz şey için,açin ellerinizi.Herşeyden önce samimiyet gerek.Herşeyden öte aşk...Aşk ile isteyin.Teslimiyet gösterin.Bir daha açılamayacağını düşünün gözlerinizin.Bir daha isteyemeyeceğinizi düşünüp isteyin.